Üç Beş Kişi – Adalet Ağaoğlu
Tür: | Roman |
Yazar: | Adalet Ağaoğlu |
Yayınlanma Tarihi: | 1984 |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Karakterler
Emin Sakarya, Türkan, Ahmet Kaymazlı, Emin Bey, Murat, Ufuk Kardelen, Ufuk, Selmin
Konusu
Roman, Eskişehir’de yaşayan Sakarya ve Kaymazlı ailelerinin üyeleri arasında geçen olayları konu ediniyor.
Üç Beş Kişi Özeti
Romanda olaylar, Eskişehir’de yaşayan Sakarya ve Kaymazlı ailelerinin üyeleri üzerinden gelişir. Kronolojik olarak söylemek gerekirse; Emin Sakarya daha çok sola yakın dururken kızı Türkan’ın evlendiği Ahmet Kaymazlı da DP milletvekillerinden. Bu nedenle Emin Bey, evliliklerine rıza göstermez. Türkan ve Ahmet’in Kısmet ve Murat adlarında iki çocuğu vardır. Varlıklı bir ailede büyüyen bu iki kardeşin hayatlarına Ufuk ve Kardelen isimli iki kişi girer. Ufuk, gözü pek biri olan Murat’ın tanıdığıdır. Kardelen, Kısmet’in okuldan arkadaşı, annesi olmadığı için babasına ve kardeşlerine bakan fakir bir kızdır. Kısmet ve Ufuk birbirlerinden hoşlanır, Kardelen de benzer şekilde Murat’tan hoşlanır. Ancak bu aşk hikâyeleri hem Kısmet hem de Kardelen için kötü biter çünkü Ufuk kazara cinayete karışır, Murat ise Selmin adında kendinden yaşça büyük bir adama âşık olur ve onu İstanbul’a kadar takip eder. Selmin pek bilinmediği için Murat’ın İstanbul’a gitmesi ailede daha fazla huzursuzluğa neden olur. Murat, İstanbul’da yıllardır Selmin’e körü körüne bağımlıdır. Bu sahiplenici ve olgunlaşmamış hali Selmin’i yorar ve onu istemediğini alaycı sözlerle ifade eder. Selmin tarafından reddedilip küçük düşürülmek Murat’ın iç dünyasının çökmesine neden olur.
Böyle bir süreçten geçerken Eskişehir’de Kısmet Orhan adında bir adamla evlenir. Oldukça mutsuz bir evliliği vardır ve sonunda boşanmaya karar verir. Hayatı boyunca hiçbir şeye cesaret edemeyen karakter, kardeşi Murat’a bu kez İstanbul’a geleceğini haber verir. Kısmet’in geleceğini öğrenen Murat mutsuz olur, bir yandan da ona Ufuk’u bulmak ister. İndiği minibüsten Ufuk’u bulmaya gidene kadar aklına türlü türlü senaryolar yazar. Kısmet, İstanbul’a gelmek için gizlice istasyona gider. Garda, baskı altındaki hayatını ve geçmişini derinlemesine düşünür. Nihayet trene bindiğinde romanların gerçek ölümle bitmesi gerektiğini ve gerçek başlangıçların böyle olması gerektiğini düşünür ve kendini trenin kapısından boşluğa bırakır. Roman, bahsettiğim dolmuş sahnesiyle başlar ve bu intihar sahnesiyle biter.
Üç Beş Kişi – Kitap Açıklaması
“Neden en sevinilecek anlarımızda bile sevinemedik?”
Yinelemek isterim: Romanın dokusu, kusursuz bir yapısal bütünlük sunmakta, her bir ayrıntı, her ince çizgi, her ayırtı, gerçeklik izlenimini pekiştirerek bu bütünün içindeki yerine, anlamına, hiçbir zorlamaya meydan bırakmaksızın tam intibak etmekte.
-Füsun Akatlı-
Ağaoğlu, yazın düzeyinde “yarının tarihçilerinden” olma işlevini, daha Ölmeye Yatmak’la çok etkin biçimde üstlenmişti. Pek çok şeyler uğruna ölenlerle, pek çok şeyler pahasına hayatta kalanlarla dolu olan Üç Beş Kişi, bu zincirde yeni bir halka. Çetin bir kitap olduğu yadsınamaz; okur, istesin ya da istemesin, hep dönüp düşünmeye, dününü ve bugününü yargılamaya zorlanıyor. Ama bunu göze alan okurları bekleyen ödül de küçümsenecek gibi değil: Çok ciddi tutulmuş bir hesaplaşmanın tanıkları, yaşayanları arasına girmek…
-Ahmet Cemal-
(Tanıtım Bülteninden)