Ana SayfaRomanİnsancıklar

İnsancıklar

İnsancıklar – Fyodor Dostoyevski

Tür:Roman
Yazar:Fyodor Dostoyevski
Yayınlanma Tarihi:1846
Yayınevi:Can Yayınları
Karakterler

Makar: Hayli saf, çok temiz kalpli, fakir bir katiptir. Uzaktan bir akrabası olan öksüz kalan ve başından bazı kötü olaylar da geçen Varvara’ya içten içe aşk duyar ve bir türlü itiraf edemez.

Varvara: Yetim ve kötü olaylar yaşayan, maddi sıkıntılar içerisinde bulunan bir karakterdir.

Konusu

Makar çok saf, çok temiz yürekli, fakir bir katiptir. Uzak bir akrabadan yetim kalan ve bazı kötü olayları yaşamış olan Varvara Alekseyevna’ya yardım etmeye çalışır.

Çok üzüldüğü Varvara’ya bakmaya çalışan Makar, ona aşık olur, ancak kendisine aşık olduğunu itiraf edememiştir. Fakat yardıma muhtaçken Varvara’nın mali sorunlarını çözmek için elinden gelen tüm imkanları harcamaya başlar. Ancak, Varvara sonunda zengin bir adam bulup, evlenmeye karar verir.

İnsancıklar Özeti

Yaşlı bir memurun küçük bir kıza, çok uzak bir akrabaya olan yakınlığını (sevgisini) ve ona karşı utangaç, ağırbaşlı çabalarını anlatır. Sıkı yaşayan ve bakılması gereken yaşlı katip, bu genç kıza karşı kendini sorumlu hissediyor. Yaşlı adam, genç kızın tüm ekonomik ihtiyaçlarını karşılamayı kendisi için bir zorunluluk olarak görüyor. Oysa bu kalın kafalı ihtiyar memurun ceketinin düğmeleri bile düşerken, giyecek uygun bir elbisesi yoktu. Adam genç kıza o kadar bağlanır ki, kız onu sık sık arasa da, retorik olması durumunda kızın evine gitmez. Her zaman yazışmalarla konuşur ve parayı bir başkasına gönderir. Ve mektuplarında sık sık anneme kızım diyor. Bu eserde acıma duygusu hakimdir. Zavallı genç kız sonunda onunla evlenecek bir adam bulur ve evlenir ve yaşlı katip son mektubunda-nikahtan sonra kocasıyla gidecek genç kıza-şöyle seslenir: “(…) Bundan sonra kime mektup yazacağım ben? Söyleyin meleğim artık kime “Anacığım…” diyeceğim? Sizi artık nasıl göreceğim melekciğim? Öleceğim Varenka mutlaka öleceğim kalbim bu acıyı kaldırmaz. Tanrı’nın nuru gibi kendi kızımmışçasına sevdim sizi tamamen sevdim.

Sadece senin için yaşıyordum, orada olduğum için belgeleri temizletiyor, etrafta dolaşıyor ve hissettiklerimi mektuplara aktarıyordum. Belki farkında değilsin, ama öyleydi. Bizi bırakıp gidemezsin küçük dostum. Gidemezsin, bu benim çocuğum olamaz. Bak, yağmur yağıyor, bu soğuğa dayanacak kadar sağlıklı değilsin. Arabanız da sizi koruyamaz, kesinlikle üşürsünüz. Şehir sınırlarında bile arabanız yuvarlanıyor ve parça parça oluyor. Biliyorsun, Petersburg arabaları sağlam değil. (…) ”Genç kıza para toplamak için evde fazladan para harcayan ve bu son mektupta bile kızını arayacak kadar utangaç olan bu yaşlı adamın aşkı anlatılamazdı. Özellikle arabanın devrilme bahanesi onun gitmesini engellemek için tamamen trajikomik bir durumdu.

Kısa Bilgiler

Yazar eseri bitirir bitirmez, bir arkadaşının (Grigorovich) okumasını sağlar ve eserden o kadar etkilenir ki, romanı hemen dönemin önemli şairlerinden Nikolay Nekrasov’a götürür. gece. Romanı bir “başyapıt” olarak nitelendiren Nikolai Nekrasov, romanın el yazmalarını ertesi gün yakın arkadaşı ve zamanının saygın eleştirmenlerinden biri olan Belinski’ye götürüyor. Belinski romanı kısa sürede okur ve roman hakkında şunları yazar:

İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya’da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi… Rusya yeni bir Gogol kazandı.

İnsancıklar – Kitap Açıklaması

Yıl 1846’dır. Genç Dostoyevski, ilk romanı İnsancıklar’ı tamamlar tamamlamaz ev arkadaşı yazar Grigoroviç’e okutur. Grigoroviç o kadar heyecanlanır ki birkaç kez kalkıp Fyodor’un boynuna sarılmak ister; fakat arkadaşının aşırı duygu gösterilerinden hoşlanmadığını bildiği için yapmaz. Grigoroviç ertesi gün romanı yazar ve yayımcı Nekrasov’a götürür; kitaptan çok etkilenen Nekrasov da eleştirmen Belinski’ye… “Yeni Gogol doğdu!” der, Nekrasov, daha kapı ağzında. Aynı günün akşamı, Belinski’ye tekrar uğradığında onu heyecan içinde bulur: “Nerede kaldınız? Nerede bu Dostoyevskiniz? Genç mi? Kaç yaşında? Hemen getirin bana onu!”

Belinski’nin evine getirilen yirmi üç yaşındaki genç yazar, daha sonra orada olanları şöyle anlatacaktır: “Ve işte… beni onun yanına götürdüler. Belinski’yi birkaç yıl önce heyecanla okumuştum, ama bana ürkütücü ve sert gelmişti ve benim İnsancıklar’ımla alay edecek diye düşünüyordum. Beni çok saygılı ve ağırbaşlı bir şekilde karşıladı; ama daha bir dakika bile geçmeden her şey bambaşka oldu… Ateşli ateşli, alevli gözlerle konuşuyordu. “Siz kendiniz anlıyor musunuz?” diyordu bana tekrar tekrar, alışkanlığı olduğu üzere bağırarak, “Ne yazmış olduğunuzu anlıyor musunuz?.. Bütün bu korkunç gerçeği, bizlere göstermiş olduğunuz bu gerçeği siz mi düşündünüz? Olamaz, sizin gibi yirmi yaşında birinin bütün bunları anlamış olmasına imkân yok… Gerçeği keşfetmiş ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz, size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız.”

Yıl 2013. 167 yıl sonra Dostoyevski her kuşağın başucu yazarlarından olma özelliğini koruyor ve İnsancıklar, onun dünya edebiyatına ilk armağanı…

KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin
Kaan
3 yıl önce

Özeti gayet akıcı ve bilgi verici olmuş. Okumaya başlayanlar elinden bırakamayacak.

Sosyal Medya

774BeğenenlerBeğen
4,854TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
62AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular