Ana SayfaRomanEşkıya İninde

Eşkıya İninde

Eşkıya İninde – Hüseyin Rahmi Gürpınar

Tür:Roman
Yazar:Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yayınlanma Tarihi:2012
Yayınevi:Everest Yayınları
Karakterler

Nef Bey: Kayınpederi Hikmet Enis Bey’den kalan çiftliği düze çıkarmak için yola çıkan adam. Yolda eşkıyalar tarafından esir alınırlar.

Enis Bey: Kendisine ait çiftliğin kardan çok gelen gideni karşılamadığı için damadı Nef Bey ile yola çıkan kayınpeder.

Murtaza: Nef ve Enis bey’lerin yanında çalışan kişi.

Konusu

Kayınpederinden miras kalan küçük bir çiftliğin mahsulünü ve masraflarını incelemek üzere yanına kayınbiraderi ve konağın hizmetlisini alarak çiftliğe gitmek üzere yola çıkan Nef’i Bey ve arkadaşları, bir eşkıya çetesinin eline geçer ve sonrasında gelişen olaylar anlatılır.

Eşkıya İninde Özeti

Nef’i Bey’in kayınpederi merhum Enis Bey’in Değirmendere’de küçük bir çiftliği vardır. Çiftlik küçük ama büyük bir sorunu var. Çünkü çiftlik her yıl şişirilmiş bir gider listesi gönderiyor. Aileye geri dönüşünden çok götürü bir meblağdır. Üstüne bir de içeriden ve dışarıdan hırsızlık olur. Bunun üzerine Nef’i Bey, zaten maddi sıkıntı içinde olan ailenin bir nebze olsun rahat etmesi ümidiyle, hesapları ve ekinleri incelemek üzere çiftliğe gitmeye karar verir. Kayınbiraderi Hikmet Enis ile yanlarında çalışan Murtaza’yı da yanına alarak çiftliğe gitmek için evden çıkar. Haydarpaşa’dan trene binerler. Sonra İzmit Körfezi’ni geçmek için bir tekne bulurlar. Kayıkta on kişi daha vardır. Ak sakallı ve temiz yüzlü yaşlı bir köylü, çiftçi kıyafetleri giymiş ama pek uğursuz insanlar gibi görünmeyen iki kişi ve saf bir köylü çocuğu. Kahramanlarımız Nef’i ve Hikmet’in kıyafetlerinden zengin İstanbul beyleri oldukları hemen anlaşılıyor. Rehber giysili iki adamın temkinli ve vahşi bakışlarını duyunca tedirgin olurlar. Vapurdan indiklerinde sakallı ihtiyar onları burada fazla kalmamaları, işlerini bir an önce bitirip İstanbul’a dönmeleri konusunda uyarır. İlk kez geldikleri bu yerde kendilerini karşılamaya gelen kimseyi göremeyince şaşırırlar. Ancak yola çıkmadan önce çiftlik kâhyası Halil Efendi’ye geleceklerini haber veren bir telgraf çekerler. Yakınlarda bulunan küçük bir köy kahvesine girerler. Koydan tekneye binip buraya gelene kadar, buraya gelene kadar birçok kişiden eşkıya kelimesini duymuşlar ve nitekim kahvehanenin sahibinin eski bir eşkıya olduğunu öğrenirler. Süvarileriyle birlikte elli altı saat boyunca onlara çiftliğe kadar eşlik edeceğine söz verir. Ancak atlarının dinlenmesi gerektiğini ve hareketlerinden bir saat sonra yetişeceklerini söyler. Bir süre kafede bekledikten sonra nihayet çiftlikten bir at arabası gelir.

Karşıdan gelen araba onları çiftliğe götüremez. Yusuf Çavuş ve adamları kararlaştırılandan farklı bir rota izledikleri için onları bulamazlar. Bu çiftliğin arabası. Ancak kendisini Yörük’ün oğlu Emin olarak tanıtan arabacı, aslında Deli Ömer adında bir hayduttur. Çiftlikten gelirken arabayı durdurup oğlu Emin’i öldürür. Şöyle ki: Nef’i Bey, Hikmet Enis Bey ve Murtaza Kurdoğlu çetesi tarafından esir alınmıştır. Bu çetenin lideri, kahramanlarımızın teknede gördüğü çiftçi kılığına girmiş iki adamdan biridir. Arabacı onları çetenin saklandığı ormana götürür. Kulübeye benzeyen derme çatma bir kulübeye hapsedildiler. Eşkıya lideri, fidye parası için ailelerine bir mektup yazar. Günler birbirini kovalar ama istenen para bir türlü gelmez. Haydutlar, bu küçük kulübe benzeri hapishaneye iki mahkûm daha getirir. Fidye parası gelmeyince eşkıya Nef, Hikmet ve Murtaza’yı idam etmeye karar verir. Ancak idam edildikleri gece Kurtoğlu çetesi başka bir çetenin saldırısına uğrar. Bu çete Karabela Mustafa’nın çetesidir. Talihsiz bir olay sonucu dağa çıkmak zorunda kalan aslında çok saf ve temiz kalpli bir genç olan Murtaza ve Abdurrahman’dan o geceden sonra bir haber alınamaz. Esirler bu kez Karabela çetesinin eline geçer. Çete sürekli yer değiştirir. Saldırı gecesi çıkan yangından yararlanarak kaçmayı başaran Murtaza ve Abdurrahman, Yusuf Çavuş’u bulur ve jandarma ile birlikte Karabela çetesinin peşine düşer. Sonunda çeteyi sıkıştırırlar ve çıkan çatışmada çete üyelerinden bir kısmı ölür, bir kısmı teslim olur ve çete liderini yakalayıp öldürürler. Artık kötü muameleden bitkin düşen ve neredeyse insanlıktan çıkmış kahramanlarımızın ve diğer tutsakların çilesi burada sona erer.

Eşkıya İninde – Kitap Açıklaması

İstanbul’un Sokak ve konak hayatını romanlarında ustalıkla işleyerek bu alanda son derece önemli kaynaklar bırakan Hüseyin Rahmi, macera romanı alanında da ne kadar mahir olduğunu gösteriyor.

Konak hayatının konforuna alışmış Nefi Bey ve kayınbiraderi Hikmet Enis, uşakları Murtaza’yı da yanlarına alarak Değirmendere’deki çiftliklerini kontrol etmek üzere yola. Koyulurlar. Kısa süren tren ve kayık yolculuklarının ardından, son vasıtaları olan öküz arabasıyla dağ yollarını tırmanmaya başladıklarında eşkıyalar tarafından kaçırılır ve alıkonulurlar. Bu macerada onlarla aynı kaderi paylaşan başka tutsaklar da vardır. Eşkıya çeteleri arasında el değiştirir, defalarca ölümle burun buruna gelir, vahşice cinayet ve tecavüzlere şahit olurlar.

Eşkıya zulmünden mağdur olan sadece tutsaklar değildir. Yıllarca süren savaşlarda hırpalanmış olan Anadolu halkı, bu kez de eşkıya zulmü altında inim inim inlemektedir.

Nefi Bey ve diğer tutsakların soluk kesen macerası anlatılırken eleştiri okları alttan alta İstanbul hükümetine yönelir. Merkezi idarenin etki alanının ne kadar daraldığı, saray otoritesinin İstanbul sınırları dışına çıkamadığı ve memlekette artık eşkıyaların sözünün geçtiği gerçekleri bariz şekilde göze çarpar.

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

788BeğenenlerBeğen
4,126TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
55AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular