Ana SayfaHikayelerTirende Bir Keman

Tirende Bir Keman

Tirende Bir Keman – Mustafa Kutlu

Tür:Hikayeler
Yazar:Mustafa Kutlu
Yayınlanma Tarihi:2016
Yayınevi:Dergah Yayınları
Karakterler

Kenan: Keman çalmayı seven ve alanında başarılı bir kemancıdır.

Semiramis: Kenan’ın eski eşidir. Gazino sahibi Ali Rıza yüzünden araları açılır ve ayrılırlar.

Ali Rıza: Gazinonun sahibidir.

Sado: Kenan ve Semiramis’in çocuklarıdır.

Naime: Kenan’ın annesidir.

Şefika: Sado’nun aşık olup evlendiği eşidir.

Konusu

Tüm öykülerinde olduğu gibi Türk toplumunun duygu ve düşüncelerini yansıtan Kutlu, hayata geçirdiği karakterlerle insanlık halini anlatıyor. Hayal kırıklığı karşısında bitmek bilmeyen tren yolculuklarına çıkan Kenan ve yolculukta onu yalnız bırakmayan oğlu Sadullah… Geri kalanlar, yolcu dolum ve boşaltma istasyonları gibi hayatlarına girmiş ve çıkmış insanlardır. Ve hasret ve evsizlik… Ellilerin havasını taşıyan bu şarkılarla Yeşilçam filminin hikâyesini Mustafa Kutlu’nun kaleminden okuyacaksınız.

Tirende Bir Keman Özeti

Kemancı Kenan’ın hikâyesi, Semiramis’i çalıştığı gazinoda ilk kez görmesiyle başlar. Semiramis annesiyle gelir ve annesinin eski bir arkadaşı olan Ali Rıza’ya şarkı söyleyecek, hoşuna giderse gazinoda çalışacaktır. Ancak Ali Rıza dışarıda olduğu için Kenan, Semiramis’i ve annesini önce ben dinleyeceğim diyerek karşılar. Semiramis’in sesi çok güzel aslında Kenan’la çoktan birbirlerine aşık olmuşlardır. Ali Rıza geldiğinde Semiramis’in kadife sesini de dinler. Kenan’dan bir yıl eğitim aldıktan sonra gazinoda assolistlik yapmaya karar verir. Kenan, Semiramis ve annesini kendi evinde karşılar. Her gün dersin sonunda mola verirler, yiyip içerler ve bu molalar uzamaya başlar. Bir gün müzik dersinden sonra bir tekneye atlarlar ve kürek çekmeye başlarlar. O teknede Kenan, Semiramis’e evlenme teklif eder. Kız memnuniyetle kabul eder ve kısa zamanda evlenirler. Kız bir süre sonra hamile kalır. Ali Rıza buna pek sevinmez çünkü bebek olduğunu söyleyince kızın sahneye çıkması çok zaman alacaktır. Ardından bir erkek çocuk doğurur. Adını Sadullah koyarlar. Semiramis, bu ismi çok alaturka bulduğu için oğluna Sado der.

Semiramis gazinoda sahne almaya başlar. İstanbul’da adını duymayan kalmayacak şekilde sahneye çıkar. Her yerde afişler basılır, röportajlar yapılır. Bu sırada Kenan sahne arkasından sessizce olayları izler. Ali Rıza, Semiramis’e karşı giderek daha cüretkâr davranmaya başlar. Kenan ise işin nereye varacağını çok iyi bilmesine rağmen sessizce izler. Semiramis yavaş yavaş oğluna ve kocasına karşı kayıtsız davranmaya başlar. Nitekim küçük tartışmalarla başlayan sorunlar büyük kavgalara dönüşür ve evlilikleri biter. Sado da Kenan’la kalır ve ayrılırlar ama Semiramis’in arkasında keman çalmak Kenan için gittikçe zorlaşır. Kenan’ın annesi Naime, Sado’ya bakar. Ancak bir süre sonra annesi ölünce Kenan ve Sado yolu görür. Kucağında oğluyla ilk akla gelen yer olan İzmir’e gider. Eski arkadaşlarından Mehtap’ın evinde bir odada yaşamaya başlar. Bir gazinoda iş bulur ama başına gelenleri dinlemeyen kimse kalmadığından, işe başlayınca dedikodular da başlar. Bir gün iki adamla kötü bir kavgaya tutuşur ve kovulur. Sonra tekrar yollara düşerler. Şehir şehir dolaşırlar ve sonunda Adana’ya gelirler. Burada gazino yoktur ama Cellat Ali adında bir adamın işlettiği bir meyhane vardır. Oraya gider ve bir iş ister. Yöre halkı istese de istemese de Türk sanat müziğini bilmez, sadece şarkı söyleyip eğlenmekle yetinir. Bu sırada Kenan ve Sado, Sabire Nine ve Halim Baba adlı yaşlı bir çiftin evinin yanındaki küçük bir kulübeye yerleşirler. İşler bir süreliğine çok iyi gider. Türk sanat müziğine aşina olan yöre halkı Kenan’ı çok sever. Ancak bir süre sonra sadece eski müşteriler kalır. Daha azıyla nasıl idare edeceklerini bilir ve bu yüzden geçinirler.

Sado büyür ve ortaokula gitmeye başlar. Okula giden ve keman çalmayı babasından öğrenen Sado, babası gibi büyük bir kemancı olacak gibi görünür. Bir gün, babanın oğluna verdiği ders sırasında bir kemanın teli kırılır. Kasabada kablo döşenecek yer olmadığı için Kenan siyah bir trenle çevre kasabalardan birine doğru yola çıkar. Telleri kemana koyar ve geri dönmek için Tirene geri döner. Trenin kompartımanlarından birinden gelen müzik sesini duyar ve kafasını içeri uzattığında kendini çilingir masasında bulur. İneceği durağa geldiğinde aralarında topladıkları ucu Kenan’ın elinde sıkıştırdılar. Çok para gören Kenan parayı cebine koyar ve kasabasına döner. Döndüğünde meyhanede yangın çıktığı haberini alır. Meyhane yanar ve Kenan’ın ekmeği elinden gider. Bunun üzerine trende kemancı olmaya karar verir.

Bilet parasını bir veya iki kez çıkarır. Ondan sonra işler açılır, çok para kazanmaya başlar. Ama yaşlandıkça sesi bozulmaya başlar. Onunla şarkı söyleyecek birini bulması gerekir. O sıralarda ortaokulda okuyan Sado’yu da yanına alır. Sado’nun sesi güzeldir, iyi para kazanırlar. Haydarpaşa ve Kars arasında defalarca gelip giderler. Bir gece çilingir masasına davet edilirler. Daveti kabul ederler ama Kenan’ın gözleri asla adamlarına takılmaz. Türkçe çalmalarını isterler. Kenan bilmediğini söyler. Türkülerin isimlerini sayarlar, Kenan hep bilmiyorum der. Bu inat kavgaya dönüşür ve içlerinden biri Kenan’ı yere serer. Kafasını vuran Kenan, olay yerinde hayatını kaybeder. Sado çok korkar. Ağlamaya başlar. Adamlar önce Kenan’ı, sonra Sado’yu ve ardından keman kutusunu trenden karın üzerine atarlar. Çok korkan Sado öne çıkar ve babasını bulur. Vücudu soğuk, gözleri kapalıdır. Sado umutsuzca babasının kafasına bir çizgi gelmesini bekler. Uzakta bir trenin ışıklarını görür görmez ayağa kalkar ve kollarını deli gibi sallayarak kendini fark ettirmeye çalışır. Nitekim Sado’yu fark eden makinist, bir sorunu olduğunu düşünerek treni durdurur ve Sado ve Kenan’ın cesetlerini içeri alır. Sado, kasabalarına ulaşana kadar babasının başında ağlar.

Kasabaya geldiğinde Sabire Büyükanne ile birlikte ağlarlar. Babasının cenazesini defnettikten sonra büyükannesiyle birlikte yaşamaya devam eder. Ortaokula yeniden girer ve okulu zar zor bitirir. Sabire Dokuz’un eşi Halim Baba’dan miras kalan küçük bir dükkânı vardır ve Sado dükkânı yeniden işletmeye karar verir. Dükkân kısa sürede çiçek gibi olur ve dolar. Satışlar da iyi gider. Sado’nun askerlik hizmetinden sonra dükkânı işletirken düğünlerde keman çalmaya başlar. Bu düğünlerden birinde Şefika’yı böyle görür. Bunu görür görmez genç kıza âşık olur. Şefika annesiyle birlikte yaşar ve evlerinin önündeki küçük bir tezgâhta meyve ve sebze satar. Bir gün Sado bu tezgâha gelir ve armut sipariş eder. Şefika’yı düğünde gördüğünü ve evlenmek istediğini söyler. Şefika da onu görür ve evlenme teklifini hemen kabul eder. Kısa bir süre sonra evlenirler. Şefika ve Sabire Nine reçel ve turşu yapıp satarken, dükkânı Sado işletir ve bir gül gibi geçinirler. Ancak Şefika bir haydut tarafından kandırılıp kaçırılınca mutluluklarına gölge düşer. Sado hemen karakola gider ama yaşananlar artık geride kalmıştır. Sado bir trene biner, Şefika’yı aramak için şehir şehir gezer. Ama her şehirde umudu giderek azalır. Bu sırada kendini geçici bir gazino bulur. Sahneye Alev adında bir şarkıcı çıkar ve Sado keman çalmak için bir iş bulur. Alev’le tanıştıkları an Sado’nun Kenan’a ne kadar benzediğini görürler. Arka alanda Sado’ya bazı sorular sorar ve Sado’nun kendi oğlu olduğunu anlar. Her şeyden habersiz olan Sado, Alev’le olan ilişkisine ve bağına bir anlam veremez. Annesinin haberi olmadan işini bırakıp tekrar trene biner ve eşini aramak için yola çıkar.

Bindiği trende bir şarkı duyan Sado, sesi Şefika’ya çok benzeterek kompartımana doğru gider. Kapıyı açtığında Şefika ile birbirlerini görünce heyecan ve sevinç karışımı bir duyguyla birbirlerine sarılırlar. Ancak Şefika’yı kaçıran haydut, kimsenin masasından kadın alamayacağını söyleyerek silahını doğrultarak Sado’nun önünde duran karısını tek kurşunla öldürür. Önce Şefika’yı sonra Sado’yu sonra da keman kutusunu trenden atarlar. Yıkılan Sado, karısının yanında ağlamaya başlar.

Tirende Bir Keman – Kitap Açıklaması

Türk hikâyeciliğinin usta kalemlerinden Mustafa Kutlu, Tirende Bir Keman adlı son kitabıyla okurlarıyla buluşuyor. Kimi zaman güldüren çoğu zaman da hüzünlendiren musikişinas bir baba-oğulun hikâyesi, okuyanların yüreğine dokunacak türden… Her hikâyesinde olduğu gibi Türk toplumunun duygu ve düşüncelerine ayna tutan Kutlu, hayat verdiği karakterlerle bize insanlık hâllerini anlatıyor.

Hayal kırıklıkları karşısında sonu gelmeyen tiren yolculuklarına çıkan Kenan ve yolculukta onu yalnız bırakmayan oğlu Sadullah… Gerisi ise istasyonları doldurup boşaltan yolcular misali hayatlarına girip çıkmış insanlar… Değişmeyen şeyler de var elbette: Yanlarından ayırmadıkları keman ve dillerinden düşürmedikleri şarkılar. Bir de hasret ve gurbet… Ellili yılların havasını taşıyan bu şarkılarla Yeşilçam filmi tadındaki hikâyeyi Mustafa Kutlu’nun kaleminden okuyacaksınız.

(Tanıtım Bülteninden)

KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
2 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin
biri
biri
Ziyaretçi
1 yıl önce

güzel okumaya teşvik ediyor olması

Halime Türk
Üye
10 ay önce

Bazen bir kitabin ne denli guzel hikayeleri anlatiginu anlamak için kisa bir anlatima ihtiyaçduyuyoryz tşk ederiz sayenizde ilk fırsata kitabi okicam

Sosyal Medya

774BeğenenlerBeğen
4,842TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
62AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular