Parasız Yatılı – Füruzan
Tür: | Hikayeler |
Yazar: | Füruzan |
Yayınlanma Tarihi: | 2014 |
Yayınevi: | Yapı Kredi Yayınları |
Konusu
Birbirinden bağımsız on iki öyküden oluşan kitabın ana teması anne ve kız ilişkilerinden oluşur
Kitaptaki hikâyelerin kahramanları zengin akrabalara sığınan insanlar, fakir soylular, kapılarından yardım arayan hizmetçiler, çocuklarıyla birlikte yaşamaya çalışan anneler, büyük şehirde tutunmaya çalışanlar, büyük şehirde tutunmaya çalışan çocukların yaşamlarını konu ediniyor.
Parasız Yatılı Özeti
Kocası öldüğünde, kızı ile evde bir başına kalırlar. Ne karısı, ne de küçük kızı öldüğüne inanamaz. Bir süre sonra annesi için geçim sıkıntısı başlar. Evin çok şeye ihtiyacı olur, kıştı ve kömür ve odun gerekliydi. Kız sessizdi, derslerini çalışırdı. Bir gün annesi eve hiç görmediği kadar mutlu geldi. Hemşire olacağını söyler. Ama kız çok gençti ve evde yalnız olması gerekiyordu. Şimdi sobayı bile yakıyordu. Geceleri yalnız olurdu ve sabah komşu teyzesi onu uyandırırdı. Kız okuldayken beden eğitimi derslerine katılamazdı. Yoksullardı, ne giyecek lastik ayakkabıları ne de düzgün bir üstleri vardı. Bu derse katılmayanlar gibi hep tuvaletlerin yanında otururdu. Bir gün annesi bir haber getirir. Sınav olduğunu, her iki dersinde de iyi olduğunu söyler, bedava yatılı çalışmak için. Kız önce şaşırır ama sonra annesinin sevincini görünce çok sevinir.
Haraç
Hiç görmediği ve bilmediği annesi Servet’i İstanbul’daki konağa bıraktığında Servet henüz sekiz yaşındadır. Birileri onu fark edene dek bir köşeye sinip oturmuş ve evin büyüklüğünden dolayı korkup ağlamaya başlar. Çok geçmeden Çerkez Gülendem kalfa onu bulur ve evin hanımı Dizdar Hanıma danışınca da Servetin evde kalıp hizmetçi olarak çalıştırılmasını uygun görmüştür. On üç yaşına geldiğinde ise çok hamarat, işini iyi yapan Servet, evde en çok sevilen hizmetçilerden biri olur. Evde onun haricinde Gülendam Kalfa, Şemsitap ve Şehime çalışır. Servet ve hanımın arası çok iyidir. İlk başlarda sadece alt katlarda çalışırken artık üst katlara da bakmaya başlar. Evde garip dedikodular döner. Sözde Ruhusi Bey ve Şemsitap geceleri sandık odasında beraber olurlar. Bunları duyduğunda. Şehime Hanım ise çok açık sözlü ve boyun eğmeyen cinsten bir kadındır. Sen çok safsın ve köylü kızısın derdi. İlk o zaman öğrenmişti köylü olduğunu. Bir süre sonra evde olaylar yaşanmaya başlar. Şemsitap arabacıya kaçar. O kaçtıktan bir kaç gece sonra ise Ruhusi Bey Servet’in odasına girer ve birlikte oldular. Bu çok uzun bir süre devam eder, ta ki konak boşaltılıncaya kadar. Evin hanımı Dizdar Hanım Nişantaşı’na taşınmaya karar verir ve ev en kısa sürede boşaltılacaktır. Servet onu da alacaklarını sanır. Fakat ev bomboş kalıp veda vakti geldiğinde hanımı ona sarılıp anahtarı verir ve ev satılana kadar evle sen ilgilen diyerek onu koca konakta bir başına bırakır. Çok uzun süre ağlar, yalnız kalır onu arada ziyaret eden sadece Fatin Bey gelirdi, erzak bırakmaya. Zaten sonra eve kiracı bulununca ikisi evlendiler. Bir de çocukları olur. Ama çocuk durmaz yanlarında çalışmak için Almanya’ya gider. Servet ise kalp çarpıntıları ve üzüntüler nedeniyle bir gün ölüverir. Kocasıyla hiç konuşmazlardı, Servet ev işlerini yapar ve uyurdu bir de hep beklerdi kocasının gelişini pencere önünde. Yine bir gün Fatin Bey gelirken önce cama bakar karısını göremeyince önce bir şaşar sonra ise öfkelenir. Bastonuyla kapıya çok sefer vurdu en sonunda anahtarı bulup içeri girer. Girdiğinde karısının cevap vermemesine iyice kızar. En sonunda ışıkları açtı ve uyurmuş gibi yatan Servet’i görür. Birçok kez seslenir fakat tepki vermez karısı. Bağırarak, öldüğünü anlar. Şaşkınlık ve üzüntü içerisinde karısının ismini sayıklamaya başlar.
Parasız Yatılı – Kitap Açıklaması
1971’den beri okunan bir öykü kitabı “Parasız Yatılı”. Füruzan’ın çağdaş bir klasiği…
“Füruzan, sıcak, acılı, yer yer insanın içine işleyen anlatımıyla, toplumumuzdan çok iyi tanıdığı kesitler veriyor bize. Çok yazmasına karşın yavanlığa düşmemesinin nedenini, el atmış olduğu çevreyi, bu çevredeki insan kaynağını iyi tanıyor olmasıyla açıklayabiliriz.”
(Tanıtım Bülteninden)
fena bi kitap değil okunur
1973 yılında Türkçe öğretmenizim okumuştu. Çok üzülmüştüm. Demek ki kitap o yıllarad yeni çıkmışmış..Dram.