Anılarda Yumak Yumak – Abbas Sayar
Tür: | Günlük – Anı |
Yazar: | Abbas Sayar |
Yayınlanma Tarihi: | 1990 |
Yayınevi: | Ötüken Neşriyat |
Konusu
Kitap, yazarın askerlik yaptığı döneme ilişkin izlenimleri, yaşadıklarını konu ediniyor.
Anılarda Yumak Yumak Özeti
Yazarın yaşamından kesintilerin yer aldığı kitap, ilk olarak askerlik anıları ile başlar. Ören kasabasında 1. Takım Komutanı olarak görevini yerine getiren yazar. Burada 9. tümen komutanıdır. Sıcak bir yaz gününde bölüğüne yürüyüş emri verirken, kendisi de geçmiş anılarına geri döner. Kariyerine yirmi bir yaşında başlar. Çılgın yaşında olduğu için şehir polisi olduğunda kendini paşa gibi hisseder ve aylık altmış dokuz lira maaş alır. Mesleğin ilk yıllarını hatırladığında, dişlerinin yardımıyla yedek subaylığa gönderirken babasının ona on iki buçuk lira verdiğini hatırlar. Hatta geçmişe giderek ailelerin çocuklarını okutmak ve bir meslek sahibi olmak için nasıl mücadele verdiklerine de şahit oluyoruz.
İmkânsızlıklar nedeniyle bir üsteğmenden kendisine ayakkabı aldığını hatırlar. Bedensel rahatsızlıklarını gidermek için tatillerde huzurevini ziyaret eder. Kitapta bu yerle ilgili anılarından sık sık bahseder. Oradaki kızlarla yaşadığı bazı şeyleri ayrıntılı olarak anlattır. Oradaki kızların isimlerini zihnine o kadar kazımıştır ki, geçmiş yaşamına ait anılarına gittiğinde hep bu kızların isimlerinden bahseder. Bu anılarla boğuşurken birdenbire bir emir alır. Bir aylığına Çan Koruma Ekibinin Komutanı olarak orada bulunan bir cephanelik olduğu ve onu kontrol altında tutması gerektiğidir. Birkaç saat içinde ekibi toplar ve Zile’ye gitmek için yol alınır. Zile’ye vardığında görevi oradaki teğmenden devralır.
Mevcut olan bu yerde Osmanlı mermileri ve topları bu yerde bulunmaktadır. Burada nöbeti devraldıktan sonra ekip odasında daralır ve çarşı yönünde gezintiye çıkmaya başlar. Burada sağı solu gözetlerken Anadolu evlerini anlatır ve hüzünlenir. Anadolu evlerinin yıkıldığını, ev sahibinin bir tuğlayı bile değiştirecek gücü olmadığını hisseder. Çarşıya indiğinde bir mahalle kahvesine rastlar. Orada halk onu saygıyla karşılar. Meraklı gözler ona buraya hangi görevle geldiğini sorar. Amasyalı Muhafız Timi Komutanı olarak birliğimle cephanelik nöbetine geldiğimi söyler. Kafede bulunanlar, eski askerlik anılarıyla ilgili yaşadıklarını anlatır. Bu ravilerden yaşlı bir adam komutanın dikkatini çeker. Bu kişi emekli bir hâkimdir. Öğle ezanı okununca kahvehanedekiler mescide gider, komutan oradan ayrılır. Günler sonra kahvehanede tanıştığı yaşlı amcasıyla tekrar karşılaşır. Zaten onunla sohbet etmek istemişti. Eline fırsat geçtiğinde sohbetini kaçırmak istemez. Yaşlı adamın emekli bir hâkim olduğunu öğrenir. Hâkim, meslek hayatında yaşadığı, gezdiği, gördüğü yerler hakkında hayat tecrübelerini ve izlenimlerini anlatır. Bu komutanın dikkatini çeker. Aralarında bir dostluk bağı kurulur. Hâkim, komutanı yaşadığı eve götürür. Ona özel hayatıyla ilgili anılarını anlatır. Bu anlattıklarından ders alınmasını öğütler. Komutan, Hâkim’in yanına gittiğinde geçmişine dair anılarını hatırlar ve aralarında geçen sohbetten sonra acı çeker. Bir gün hâkim kahvehanede insanlarla sohbet ederken bir anda kafası masaya düşer ve ölür. Komutan, bağ kurduğu bu adamın ölümünden etkilenir. Köylü hemen arkasından konuşmaya başlar. Kim olduğu hakkında dedikodu yaparlar. Bu olaydan kısa bir süre sonra Komutan’ın Zile’deki görevi sona erer.
Anılarda Yumak Yumak – Kitap Açıklaması
Yedek Subaylığı sırasında muhafız komutanlığı vazifesiyle bir süreliğine Zile’ye gönderilen yazarın yola çıkışından yaşlı gözlerle trenden el sallayışına kadar yaşadıkları… Hayata yeni atılan bıçkın bir delikanlı, görmüş geçirmiş hayatının son demlerinde bir hakim… Hatıralar bütün çıplaklıklarıyla nakledilirken geri dönüşlerle zenginleştirilir. “Aman yavrum! Küçüklükten zevk duyma der hakim Canan. “Küçüklük, adamı yer bitirir; büyüklüğe açılan yolu kapar… Sonunda “eyvah dersin ama iş işten geçmiş olur.
(Tanıtım Bülteninden)