Sen On Yedi Yaşımsın – Miraç Çağrı Aktaş
Tür: | Deneme |
Yazar: | Miraç Çağrı Aktaş |
Yayınlanma Tarihi: | 2017 |
Yayınevi: | Olimpos Yayınları |
Karakterler
Miraç Çağrı Aktaş: Kitabın yazarıdır. Zümra’ya olan aşkını anlatır.
Zümra: Henüz tanıştıklarında 17 yaşında bir sağlıkçıdır.
Haşmet: Zümra’nın dedesi
Konusu
Miraç Çağrı Aktaş, aşk, aile, sevgi ve saygı dolu kısa yazılarıyla yazdığı bu kitapta bize âşık olduğu kızla neden birlikte olamadığını anlatıyor.
Sen On Yedi Yaşımsın Özeti
Onunla ilk tanıştığında arkadaşlarıyla halı saha maçında karşısına çıkar. Karşı takımın kız arkadaşları ve arkadaşları da maçları izlemeye gelmiştir. Kaşına aldığı darbe sonucu yere düştükten sonra seyircilerle bir araya gelir. Sonra o kızlardan biri onunla farklı bir şekilde ilgilenir. Boynundaki şalını çıkarıp kaşına bastırır. Kız zaten bir sağlık çalışanıdır. Birlikte hastaneye gittiklerinde orada isimleriyle buluşurlar. Adı Zümra’dır. Tanıştıklarında Zümra henüz on yedi yaşındaydı. Zümra’nın olgunlaşması, büyümesi ve yaşayamadığı çocukluğu yaşaması gerekiyor. Miraç, ilk gün Zümra’ya âşık olur. O gün Zümra’nın da yardımıyla dikiş dikilir. Zümra’nın elinde kalan şaldır. Bir hafta sonra dikişlerini aldırmaya gider ama Zümra ona aldırmadan geri döner. Bir hafta sonra tekrar gittiğinde, onu çıkarmak zorundadır. Bir gün tanımadığı biri arar. Zümra arkadaşlarından numarasını alır ve şalını ister. Çay bahçesinde buluşurlar. Yanına gitmeden uzaktan izler ve onun gördüğü en güzel kız olduğunu düşünür. Çok güzel görünüyor. Bir süre oturup konuştuktan sonra evden çıkar. O gün onu görünce dedesiyle tanışır.
Zümra’nın annesi evlendikten sonra ona dedesi Haşmet bakmıştır. Bundan sonra ne kadar uğraşırsa uğraşsın istediğini alsa da bir türlü gidemez. Zümra’nın yaşadıklarından dolayı duvarları kalındır ve o duvarları bir türlü aşamamaktadır. Aslında birbirleri için çok uygunlar. İkisinin de yaraları çocukluklarından gelir. Babası da o küçükken ayrılır. İkisi de babasızlığın, yoksulluğun ve eksik büyümenin acısını çok iyi bilirler. Zümra’ya kendini ve aşkını anlatamaz. Sonunda annesinden anlatmasını ister. Ancak bunun Zümra’ya bir etkisi yoktur. Bir gün Zümra arar ve ağlar. Annesinin üçüncü derece meme kanseri olduğu ortaya çıkar. Bu zor zamanında her zaman onu destekler. Kendini Zümra’ya adamışken; Zümra aslında başkasına âşıktır. Aynı şekilde sevgisine de karşılık veremez. Bunları Zümra’nın en yakın arkadaşı anlattır. Kitaplarını okuyan kız onun üzülmesini istemez. En büyük acıyı o günden sonra yaşar. Zümra bir gün karşılaşır ve ona haklı olduğunu ve artık görüşmemeleri gerektiğini söylemesini söyler. Annesi hastanedeyken üvey babası kendine hâkim olamaz. Zümra veda eder ve gider. O günden sonra annesi bu durumu öğrendiğinde bu acıya dayanamaz. Annesinin ölümünden sonra dedesi ve anneannesi Zümra’yı alıp Malatya’ya taşınır.
Aylarca çaresizce düşündükten sonra bunun Zümra’nın suçu olmadığına karar verir. Duygularını anlatan bir kitap bastırır ve Malatya’ya gider. Malatya’da hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. Zümra’yı sevdiği çocuğu Meriç ile birlikte görür. Zümra, dedesinden öğrendiği kadarıyla Meriç sayesinde yaşadıklarını atlattır. Haşmet Amca mutlu olduğunu ve hayatına devam etmesi gerektiğini söyler. Onun için bu aşkta görevi vazgeçmektir. O da vazgeçer. Zor zamanlar geçirse de asla pes etmeyen biridir. Babası gittiğinde, annesi gittiğinde, aç olduklarında bile pes etmez. Çünkü Allah büyüktür ve O’ndan ne gelirse gelsin. Annesi geri gelip dedesi yetimhaneye ver deyince pes etmemeyi öğrenmiş ama pes etmemiş ve kanatlarının altına almıştır.
Sen On Yedi Yaşımsın – Kitap Açıklaması
Seni ”canımın içi” diye sevecek birini kaybettin. Şimdi hiçbir can nefes olmayacak sana. Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa kalbin, elini kalbine koy. Çünkü o acı benim. O sıkışmayla sana, bizi bitirme çabalarını ve hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim. Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim. Bir insan hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim. Bu da benim yenik zaferim… Sen benim ilk çaresizliğim, sen benim ilk yenilgimsin.
(Tanıtım Bülteninden)
Çok iyi bence ben zaten Miraç Çağrı Aktaş’ın kitaplarını severek okuyorum