Son Ada – Zülfü Livaneli
Tür: | Roman |
Yazar: | Zülfü Livaneli |
Yayınlanma Tarihi: | 2015 |
Yayınevi: | Doğan Kitap |
Konusu
Romanda, darbeci bir devlet başkanının, zengin bir adamın satın aldığı, doğal zenginliklerle dolu küçük bir adada, kendi imkânlarıyla yaşayan 40 hanelik bir topluluğa yerleşmesi; çevresel ve politik mesajlar verilmektedir.
Darbeci bir başkan emeklilik yıllarını geçirmek üzere herkesin her şeyiyle hoşnut olduğu cennet bir adaya yerleşir. Başkan ruhuna dek işlemiş olan yıkıcılık potansiyelini geçmiş politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlıdır. Bu doğrultuda tüm adayı etkileyecek müdahalelere girişir.
Son Ada Özeti
Herkesin elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yaptığı hayalî bir ada. Ve bir gün adadaki ekolojik dengede dâhil olmak üzere tüm düzen bozuluyor, hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmuyor.
Teknolojiden, kötülükten, her şeyden uzakta bir ada… Cennet gibi olan bu adayı ve adada huzurla yaşayan adalıların hayatlarını kâbusa çeviren bir adam…
Önce martılara karşı savaş açılır. Sonra onları yok etmesi için adaya tilkiler getirilir. Tilkilerin çoğalması üzerine zehirlenmelerine karar verilir.
Siyanürle zehirleme de başlayınca insanlar da etkilenir. Yılanlar bu sefer adayı istila eder… Doğayla karşı bilinmeyen bir savaş başlamıştır artık… Önceden sıradan gözüken bu müdahaleler düşmanı kırdırmaya başlamıştır. Başkan bu kararlarını alırken hep demokratik yöntemlere başvurur.
Hüzünlü sonla biten, aydınların ve bu işte tecrübe sahibi insanları küçük gören direnenleri yadsıyan tüm ada halkı kaybeder. Kitabın sonunda yeniden Martılar kazanır, ancak savaşı kaybedenler arasında çok önceden uyaran aydınlar da vardır…
Son satırına kadar merakla okuyacağınız, İnsanın var olmayan bir umuda sarılıp, gerçekleri söyleyen insanlardan nefret etmeye başlaması, insanın doğaya karşı olan savaşının anlatıldığı bu kitabı sizler de beğeneceksiniz
Son Ada – Kitap Açıklaması
“Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”
-Yaşar Kemal-
Son Ada’nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri “son sığınak, son insani köşe” olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir ütopya: “Herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu.”
Ancak bu durum uzun sürmez: Ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır.
Başkan, Son Ada’yı her tür “anarşi”den kurtarmaya kararlıdır. Adanın halinden hoşnut toplumunu “çoğunluğun oyları neyi işaret ediyorsa onu yaparak” oluşturduğu “kurul”lar eliyle yönetmeye, adanın ağaçlıklı yolunu “park ve bahçe geleneklerine göre düzenlenmiş” bir hale getirerek başlar. Görünüşte her şey demokratik geleneklere uygundur.
Ütopya tam bir distopyaya dönüşürken, başta martılar, bu gidişe başkaldıranlar da vardır…
“Livaneli’nin bu benzersiz yaratıcı romanında, insan yapısı otoriteyle karşı karşıya… Yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. Mutlaka okunmalı.”
-Prof. Lenore Martin, Harvard Üniversitesi-
“Romanı bitirdiğinizde, bir yurdu yok eden kişilerin, küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin doğal olduğunu anlıyorsunuz.”
-Hasan Akarsu, Cumhuriyet-
(Tanıtım Bülteninden)
analiziniz başarılı. tbrk. okumayı çok istediğim ancak zaman bulamadığım bir kitap.
Cok iyi bayildim
Okuduğum en iyi kitaplardan biri.