Çengi – Ahmed Midhat Efendi
Tür: | Roman |
Yazar: | Ahmed Midhat Efendi |
Yayınlanma Tarihi: | 1877 |
Yayınevi: | Tema Yayınları |
Karakterler
Sünbül: Romanın kahramanıdır. Çengidir, saz sanatçısıdır. Daniş Çelebi onu peri olarak algılar. Kocasını başkalarıyla aldatır ve evden kaçar.
Daniş Çelebi: Çocukken dinlediği anlatılar sayesinde hayal dünyasında yaşayan bir insan olur. Çengi’yi peri olarak görmektedir. Sonunda delirir ve ölür.
Cemal: Sünbül ve Daniş Çelebi’nin oğludur. Dürüst bir insandır. Romanın sonunda Melek ile evlenir ve annesinin yanına taşınır.
Konusu
Gerçeküstü bir evren kuran Daniş Çelebi’nin Sünbül’le evlenmesi ve Sünbül’ün yaşanan garip olaylardan sonra oğlu Cemal ile tanışması konu ediniyor.
Çengi Özeti
Roman dört bölümden oluşuyor;
1.Bölüm
Don Kişot’a benzetilen Daniş Çelebi’nin tanıtımı yer alıyor. Annesi Sali Molla, Daniş’i cinlerle ve masallarla beşikten büyütür. Daniş, Binbir Gece Masalları ve Muhayyelat-ı Aziz Efendi gibi kitapları okuduktan sonra buluğ çağına gelir. Okuduğu sihir kitaplarından etkilenen Daniş Çelebi, bir hayaller dünyasında yaşamakta ve bu hayallerin peşinden koşmaktadır. Rüya görür ve sonra bu rüyalara kendini inandırır. Herkes tarafından kandırılan Danis, gerçek olayların rüyalarından farklı olmasına rağmen kendisinin de tıpkı rüyalarındaki gibi olduğu konusunda ısrar eder. Bir gün arkadaşları onunla oynar ve peri gibi bir genç kız getirirler. Çengler kızdan sazlık bir eğlence ortamı ister. Kız ayrıca bazı garip hareketler yapar ve odaya kancalar girer. Daha sonra kızın peri olmadığını söyleseler de Daniş inanmaz ve kızla evlenir. Annesi gerçeği bilmesine rağmen müdahale etmez. Kız, Daniş’in annesinin mücevherlerini çalarak kurtulur. Danis oğluyla kalır.
2.Bölüm
Âşık Peder, Canbert Bey’in hayatı anlatılıyor. Canbert, Bey, Hesna Kalfa ile birlikte yaşayan ve dünyası evinden ibaret olan bir kişidir. Kalfanın ısrarı üzerine evlenir ve evlendiği kadın kızını doğururken ölür. Canbert Bey, Melek adını verdiği kızını dış dünyadan soyut bir şekilde büyütür ama kız büyüdükçe dış dünyaya olan ilgisi artar ve pencereden tanıştığı bir gence bakıp konuşur. Annesinin yaşadığına dair bir not alan Melek, annesinin yanına gitmek için evden kaçar. Canbert Bey, kızının kaçtığını öğrenince kederinden ölür. Melek’i kaçıran Daniş Çelebi’nin oğlu Cemal Bey’dir.
3.Bölüm
Erkeklere parmak oynattırmasıyla ünlenen romana adını veren Sümbül Hanım yer almaktadır. Melek, müzik aletlerini terk eden Sümbül Hanım’a götürülür. Sümbül Hanım kızı Melek’i kullanarak Cemal Bey’in mücevherlerine el koyar ve malını sattırır. Osman adında birinin Melek’e talip olduğunu duyan Cemal Bey, Sümbül Hanım’ı öldürmek ister ancak bu nedenle hapse atılır. Çıkınca dilencilik yapar ve zamanla Sümbül Hanım’ın evinde çalışır. Romanının dördüncü ve son bölümünde Sümbül Hanım, Cemal’e tüm gerçekleri anlatarak kendisinin Melek değil annesi olduğunu ve mirasçı olarak hayatını sürdürmesini engellemek için bu tür oyunlar oynadığını anlatır. Cemal Bey, Melek ile evlenir ve çiftin bir çocuğu olur. Birlikte mutlu yaşarlar.
4.Bölüm
Cemal hapisten çıkınca her şeyini kaybettiği parasını Melek aracılığıyla Sümbül’e kaptırır ve dilenci olur. Ancak Sümbül onu da yanına alır ve Cemal’e tüm gerçekleri anlatır. Melek’in annesi olmadığını ancak mirasçı olarak hayatına devam etmesini engellemek için bu tür oyunlar oynadığını anlatır. Cemal, Melek’i sevmektedir. Annesi Sünbül onu yanına alır ve Melek ile evlendirir.
Çengi – Kitap Açıklaması
Toplumu eğitmeyi kendisine görev sayan Ahmet Mithat Efendi Çengi romanında, Cervantes’in ünlü eseri Don Kişot’u Osmanlı kültürü ve edebiyatına uyarlayarak okuyucuya öğretici bir mesaj verir.
Büyü ve efsunla uğraşarak bir hayli servet biriktiren Saliha Molla, İstanbul’un tanınan simalarından biridir. Oğlu Daniş Çelebi’yi büyü, tılsım, cin hikâyeleri içerisinde büyütür. Saliha Molla’ya göre, her taraf cin ve perilerle doludur. Evde dolaşırken bu cin ve periler incitilmemelidir. İlk terbiyeyi bu şekilde alan Daniş Çelebi, annesinin teşvikiyle hikâyelerin gerçekliğine inanmaya başlar ve Don Kişotluğu da bu noktada baş gösterir.
“…Çelebi cenaplarının nazarıdikkatlerini çeker ise onu uygulamak için, zihninden bir fıkra, bir hikâye bulmaya çalışır. Hem de mutlaka bulur. Bulduğu anda gördüğü şeyi zihnindeki hikâyeye uydurarak kuruntusunu büyütmeye başladığı anda da meseleye vücut verir ve derhâl kendisini o hikâyenin içinde bulur.”
(Tanıtım Bülteninden)