Dikmetaş Efsanesi
Dikmetaş Efsanesi, Anadolu’nun farklı bölgelerinde anlatılan ve genellikle lanet, ibret ve doğaüstü güçlerle ilişkilendirilen mistik bir hikâyedir. Rivayete göre, bu taş aslında bir zamanlar insanmış ve kötü bir davranış ya da ilahi bir cezalandırma sonucu taşa dönüşmüştür.
Efsanenin Anlatımı:
Vaktiyle, Dikmetaş’ın bulunduğu bölgede zalim bir bey hüküm sürermiş. Bu bey, halkına zulmeder, adaletsiz yönetimiyle herkesi korku içinde yaşatırmış. Bir gün, köylülerden biri onun haksızlıklarına karşı çıkarak hakkını aramak için dua etmiş ve ilahi bir adalet dilemiş.
Rivayete göre, tam da o gün, bey büyük bir ziyafet verirken gökyüzü bir anda kararır ve şiddetli bir fırtına kopar. Bey ve adamları kaçmaya çalışırken, birdenbire olduğu yerde taş kesilir. Sabah olduğunda, köylüler onun yerinde dimdik yükselen büyük bir taş görürler. O günden sonra burası “Dikmetaş” olarak anılmaya başlanır.
Bazı anlatımlara göre, geceleri bu taşın etrafında garip sesler duyulur, hatta zaman zaman taştan inleme seslerinin yükseldiği söylenir. Halk arasında, haksızlık edenlerin günün birinde aynı akıbetle karşılaşabileceğine dair bir uyarı niteliği taşıyan bu efsane, nesiller boyu anlatılmaya devam eder.
Bu efsane, Anadolu kültüründe adaletin ve ilahi gücün simgelerinden biri olarak görülmekte ve haksızlık karşısında er ya da geç bir cezanın geleceğine inanılan bir ibret hikâyesi olarak anlatılmaktadır.