Ayı Nasıl Ayı Oldu?
Çok eski zamanlarda, ayılar bugünkü halleriyle bilinmezdi. Rivayete göre, bir zamanlar ayılar insanlara çok benzeyen, fakat ormanda yaşayan güçlü ve iri yapılı varlıklardı. Bazı efsanelere göre ise ayılar, bir zamanlar cezalandırılmış insanlar veya lanetlenmiş varlıklardı.
Türk mitolojisinde anlatılan bir efsaneye göre, bir gün kibirli bir avcı, ormanda dolaşırken bir bilgeyle karşılaşır. Bilge ona, “Doğaya saygı duy, aksi takdirde orman seni kabul etmez,” diye öğüt verir. Ancak avcı, bu sözleri küçümser ve ormandaki hayvanları rastgele avlamaya devam eder. Avcının bu açgözlü davranışı sonunda doğanın dengesini bozar.
Bir gün, avcı yine avlanmak için ormana girdiğinde, farkında olmadan kutsal kabul edilen bir mağarada uyuyan bir varlığı rahatsız eder. Bu varlık, doğanın ruhları tarafından korunan eski bir insandır. Uyanan bu varlık, avcıya şöyle der:
“İnsan suretinde olup insan gibi yaşamayı bilmeyenler, artık insan olmayacak!”
Bu sözlerin ardından avcı, bir anda tüylerle kaplanmaya başlar, kolları kalınlaşır ve yürüyüşü değişir. Artık insan değil, güçlü bir ayıya dönüşmüştür. Şaşkınlık içinde aynaya baktığında, kendisini tanıyamaz. Ancak artık konuşamaz ve insanlara yaklaşamaz. Kaderi, ormanın derinliklerinde yalnız bir avcı olmaktır.
Bu efsaneye göre, ayılar aslında doğaya saygı göstermeyen insanların lanetlenmiş hâlidir. Ormanda güçlü ve bilge yaratıklar olarak yaşamlarını sürdürürler, fakat asla eski kimliklerine geri dönemezler.
Bu efsane, doğaya zarar vermemek ve hayvanlara saygılı olmak gerektiğini öğreten, eski Türk inanışlarından günümüze taşınan ders niteliğinde bir anlatıdır.