Nana

Nana – Emile Zola

Tür:Roman
Yazar:Emile Zola
Yayınlanma Tarihi:1880
Yayınevi:Oda Yayınları
Karakterler

Nana: Sarışın uzun saçlı mavi gözlü,  erkeklerin ve hatta kadınların bile hayran olup imrendiği çekici bir kadındır.

Madam Jarvez: Nana’nın annesidir. Çamaşırhanesi olan ve evinde eşi ve eski eşine bakan bir kadındır.

Kupo: Nana’nın babasıdır. Bir kaza sonucu sakat kalmış ve alkol almaya başlamıştır. Kızını sürekli döven evde sorunlar yaşatan adamdır.

Louiset: Nana ve Dük’ün evliliğinden olan çocuğudur.

Francois: Nana’nın özel kuaförüdür.

Fauchery: Gazeteci.

Kont Muffat: Soyu imparatora dayanan bir asilzadedir. Nana’nın ağına kapılarak tüm servetini onun için harcar.

Kontes Sabine:  Konty Muffat’ın eşidir.

Bankacı Yahudi Steiner: Nana’ya aşık olmuş ve bu uğurda tüm servetini harcayarak tüketmiştir.   

Philippe: Nana’nın ağına düşen ve tüm servetini Nana’nın zimmetine geçirmiştir.

Geoorges: Nana uğruna servetini tüketmiş ve buna dayanamayarak kendini bıçaklamıştır.

Bordenave: Varietes Tiyatrosunun sahibidir.

Konusu

Meyane adlı romanda da adı Geçen Nana kötü yollara düştüğünü ve daha sonra bir Dük ile evliliği ele alınmıştı. Burada ise Dük’ten ayrılışı ve geçinmek için tekrardan kötü yollara düştüğünü ve ailesinin içinde görmüş olduğu alkol ve sorunlardan dolayı erkeklerden nefret ederek, kendi güzelliği ile erkekleri kıskacı altına alıp onlarla beraber olup para kazanmaya çalışan bir fa*işenin hayatı anlatılmaktadır.

Nana Özeti

Nana, Paris’in Varietes Tiyatrosunda “Sarışında Venüs” oyununun başrol oyuncusudur. Fransızların, özellikle de Fransız erkeklerin gözdesi haline gelir. Kadınlar da bu oyuna geliyor ve kadınlar, erkeklerinin Nana’yı neden bu kadar sevdiğini anlamaya çalışıyor. Fransa’daki tüm kadınlar Nana’yı hem kıskanıyor hem de imreniyor.

Nana aslında kötü bir çocukluk geçirmiş, evinde iki koca ve sarhoş bir baba gibi yaşayan çamaşırcı bir kadının kızı olarak büyüdü ve çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Babası her gün içki içiyor ve başka bir adamın evinde yaşamasına izin veriyor. On beş yaşındayken babasının dayaklarından kaçma bahanesiyle erkeklere sığınmaya başlayan Nana, babasının eve hiçbir faydası olmamasından, annesinin hem iki adama hem de kendisine bakarak kendini mahvetmesinden çok etkilenmiştir ve babasına olan nefreti erkekler için nefrete dönüşmüştür.

Sonunda tiyatrodan gelen teklifi makul bulur ve tiyatroda çalışmaya başlar. Gençliğini, güzelliğini, se*si vücudunu ve çıplaklığını çok iyi kullanarak Paris’in en popüler ve ünlü oyuncusu olur. Paris’in bütün erkekleri Nana’nın peşindedir. Nana, erkekler arasında ayrımcılık yapmaz ve dileklerini karşılayabilecek her erkekle yatar. Nana ayrıca erkeklerden kazandığı parayla Paris’te bir konak satın alır. Orada kraliçeler gibi yaşamaya başlar. Ancak çok sayıda hizmetçi, aşçı, arabacı vb. Vardır. Taleplerini ve maaşlarını karşılamak için daha çok erkekle yatmaları gerekir. Masrafı çok büyük olduğu için, kendisine sermaye sağlayan ve onları sürekli sömüren erkeklerin tüm birikimlerini elde etmek zorundadır. Nana’nın hiçbir ahlakı olmayan ve erkeklere olan nefreti ve hırsı hiç azalmamıştır.

Kısa Bilgiler
  • Nana, Emıle Zola’nın yazdığı 20 ciltlik Les Rougon-Macquart serisinin dokuzuncu kitabı olmaktadır.
  • Nana, Fransız yazar Emıle Zola’nın (1840-1902) 1880 yılında tamamlanan ve ilk baskısı da aynı yıl yayımlanan bir romanıdır.
  • Nana basıldığı yıl da oldukça ilgi görmüş daha basıldığı günler de on binlerce satmıştır.
  • Nana adlı roman yazarın Meyhane adlı romanındaki Jevez karakterinin kızıdır.

Nana – Kitap Açıklaması

Zola’nın yirmi ciltlik Rougon-Macquart roman dizisinin en unutulmaz cildidir “Nana”. Nana, bir fahişedir. İlk önceleri bir tiyatro oyuncusu olan Nana daha sonra fahişe olur ve hayatı bir düşüş içine girer. İlk basıldığı gün on binler satan ve Fransa’yı ayağa kaldıran “Nana” eleştirmenler arasında da büyük ayrılıklara ve tartışmalara yol açmıştı.

İnsan dışı bir cinselliğin dünya edebiyatındaki simgesi olan “Nana” dünyanın en eski mesleği olan fahişeliğin edebiyattaki en mitik örneğidir. Yazarı Emile Zola bu roman için şöyle der: “Nana’nın konusu özetle şudur: Kıçı üzerinde hayatını sürdüren bir toplum. Henüz kızışmamış ve peşindekilerle sürekli alay eden bir dişi bir köpeğin ardından koşan bir köpekler sürüsü…”

Bu romanda Zola, bir kadının, bir rejimin (II. İmpa-ratorluk Fransa’sı) ve bir toplumun çürüyüşünü resmediyor. Bu resimde cinsellik, tarih ve mit hep birlikte yaşıyor ve tükeniyor; aynı anda ve aynı kötü ağız kokusu içinde.

KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

774BeğenenlerBeğen
4,854TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
62AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular