Denizkızı Efsanesi
Denizkızları, mitolojide ve halk efsanelerinde sıkça geçen, yarı insan yarı balık varlıklar olarak bilinir. Türk ve dünya mitolojilerinde farklı anlatımları olsa da ortak temaları aşk, gizem ve lanetler üzerine kuruludur.
Bir Türk Efsanesi: Denizkızının Laneti
Eski zamanlarda, Karadeniz’in vahşi dalgaları arasında, güzelliğiyle dillere destan bir denizkızı yaşarmış. Rivayete göre, bu denizkızı bir zamanlar insanmış ve bir balıkçıyı sevmiş. Ancak, denizler tanrısı onun bir ölümlüye âşık olmasını yasaklamış ve onu sonsuza kadar denizde yaşamaya mahkûm etmiş.
Denizkızı her gece sevdiği balıkçıyı görmek için kıyıya yaklaşır, fısıltılarıyla onu kendisine çağırırmış. Balıkçı da her gece onu görmek için denize açılırmış. Ancak bir gün, denizkızı balıkçıya “Eğer benimle sonsuza kadar yaşamak istiyorsan, dalgalarla birlikte gelmelisin” demiş. Aşkı uğruna her şeyi göze alan balıkçı, teknesini denizin derinliklerine doğru sürmüş ve bir daha geri dönmemiş.
O günden sonra, kıyıdaki balıkçılar fırtınalı gecelerde denizden gelen hüzünlü şarkılar duymaya başlamış. Kimileri bunun denizkızının kaybettiği aşkı için söylediği yas şarkıları olduğunu söylerken, kimileri de hâlâ sevdiğini beklediğine inanırmış.
Bu efsane, Karadeniz’in hırçın dalgaları arasında balıkçıları dikkatli olmaya çağıran bir halk anlatısı olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Aynı zamanda, doğaya ve denize duyulan saygıyı vurgulayan bir öğüt niteliğindedir.