Ana SayfaHikayelerDağa Çıkan Kurt

Dağa Çıkan Kurt

Dağa Çıkan Kurt – Halide Edib Adıvar

Tür:Hikayeler
Yazar:Halide Edib Adıvar
Yayınlanma Tarihi:1922
Yayınevi:Can Yayınları
Karakterler

Olaylar Halide Edip Adıvar’ın yaşadığı dönemde yani Kurtuluş Savaşı yıllarında geçmektedir. Bunlar Halide Edip’in ağzından sanki karşı taraftaki insanlarla konuşuyormuş gibi anlatılır. Yiğit Türk milletinin bazı şahsiyetlerinin, bir kısmı yaşadığı, bir kısmı da bir kahramanlık örneği olarak hiç gün yüzüne çıkmamış bir dizi hikâyesidir.

Halide Edip Adıvar’ın bu eseri hikâyelerden oluştuğu için birden fazla bölümde birden fazla kişi yer almaktadır. Anlattığım Dağa Tırmanan Kurt hikâyesinin başkahramanları olan hayvanların şu anda yaşadığımız dünyaya yansıyan kişiliklerin analizi;

Fil: Bilindiği gibi fil, ormanda yaşayan en büyük ve en güçlü hayvan olarak kabul edilir, belli bir yetkisi vardır. Tıpkı Amerika’nın dünyaya dayattığı büyüklük ve güç gibi. Bütün hayvanlar onun söylediklerinden etkilenir ve dünyadaki diğer ülkeler gibi kaçınılmaz olarak bu yönde hareket ederler.

Çakal: Hayvanlar âleminde sinsi olarak bilinen çakal, bu hikâyede İngiltere rolünde karşımıza çıkmıştır. Ülkemizde yıllardır misyonerlik ve propaganda çalışmalarını sürdürdüğü gibi, çakaldaki hayvanları da kışkırtarak kurtlara karşı kışkırtmaktadır.

Kurt: Ormanda devam eden yaşamda her hayvanın kâbusu olarak bilinen kurt, yiğitliği, gaddarlığı ve ecdadına verdiği değer açısından Türklere benzetilmiştir.

Konusu

Kitaba adını veren ilk makale, Birinci Dünya Savaşı sonunda işgal edilen Türkiye’nin durumunu ve bozkurt motiflerine dayalı Türk efsanelerini anlatmaktadır. Kitaptaki en çarpıcı hikayeler ateşkes dönemini ve Yunan işgalinin yarattığı olayları konu alan hikayelerdir:

Dağa Çıkan Kurt Özeti

Dağa Çıkan Kurt adlı hikaye bir peri masalı gibi ama Türk milletinin Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşadığı olaylardan bahsedercesine anlatılıyor. Bir gün bütün hayvanlar, büyük bir öfke ve homurtularla Ormanda toplanır. Aslanların kükremeleri, kaplanların her an bir şeye atlayacakmış gibi parıldayan gözleri, ayıların iniltileri, çakalların ulumaları ortalığı doldururken, kurtlar inlerinden dışarı fırlar ve büyük bir kavga kopar. Asırlık kartallar, pençeleri ve gagalarıyla kara ormanda parçaladıkları kuşlardan kan ve kanat parçaları yağdırırlar. Isıran, yırtan, yırtan, kemiren, pençeleyen hayvanlar, her şeyi kan ve hayvan parçalarından oluşan nehirlere dönüştürür. Ne sağlam bir yuva ne de durgun bir yay vardır.

Uzun bir süre sonra hayvanlar tekrar nehir kenarında toplanır. Bazıları yaralı, acılarını birbirlerinden uzaklaştırmak istercesine homurdanıyorlar. Ormandaki düzen, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın geri kalanı gibi tamamen bozuldu. En büyük hayvan olan fil, Amerika’nın savaştan sonra yaptığı gibi hayvanlar âleminde tek tek savaş, hile, avlanma olmayacağını anlatıyor. Küçük hayvanlar, büyükler tarafından ne gasp edilecek ne de beslenmeyecek. Fil o kadar etkileyici ve güçlü bir sesle bağırır ki tüm hayvanlar bundan etkilenir.

Kaplanlar ve yılanlar artık ceylanlara bakmıyor, ot yiyiciler pembe rüyalarda meditasyon yapıyor. Her büyük hayvanın arkasında küçük bir hayvan gizlenir. Atmosfer savaş sonrası sessizliğe bürünür. Son olarak, İngilizlerin Avrupa ülkelerini bize karşı kışkırttığı gibi, çalıların arkasında duran köpekler birdenbire yeri yükseltiyor. Bu uysallık ve sessizliğin, tek bir tür hayvanın yem ve av olarak kurban edilmesiyle sağlanabileceğini düşünürler. Sonunda, gözlerinin önünde ormana bir korku gölgesi gibi musallat olan bir rüya belirir ve haykırırlar.

1914 yılında tüm Avrupa ülkeleri bir araya gelerek, yüzyıllardır baş edemeyecekleri, kendileri için hep korku içinde kalan, savaşta yıkayamadıkları, ancak sofrada ancak yıkmayı başardıkları Türk milletini kendilerine bir güç olarak seçtiler. Bu olayın ormandaki hayvanların yararına olması kurtları çaresiz ve yalnız bırakır. Bunun üzerine bizi ve torunlarımızı ömür boyu kurtlara, yani Türklere mahkûm ediyorlar. Karar aşamasında kurtların inleri ezilir, kurt yavruları çalınır, dişiler parçalanır ve erkek kurtlar avlanır. Köstebekler eti yağmalıyor ve bağırarak inleri yere yıkıyor. Herkes tuzaklarla, çivilerle, pençelerle kısacası her şeyle kurt ırkına saldırır. Bu eşi benzeri görülmemiş yenilgi ve yıkım karşısında yaralanan ve ne yazık ki inlerinden, ormanlarından, av ve tuzak yerlerinden çıkarılan kurtlar, soylarının intikamını almak için dağlara çıkarlar. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra olduğu gibi, tüm Müttefikler savaştan sonra Türk milletinin topraklarına saldırdı. Ülkelerin birer birer ele geçirdiği topraklar yağmalanıyor, yakılıyor, yok ediliyor, Türk erkekleri tek tek öldürülüyor, çocuklar kaçırılıyor, kadınlarımız kötü davranışlara maruz kalıyor. İşgal edilmiş topraklarımızda yapacak bir şeyi kalmayan milletimiz, yeniden birleşip vatanı ele geçirmek için Kuvayi Milliye adı altında dağlarda toplanır. Türk milletine eski refah ve barış yıllarını getirinceye kadar oradan çıkmamaya yemin ederler. Ondan sonra dağlardan, gözlerden sarı ay ve sarı ateş, kara servi duvarının arkasından, boş ufuklardan korkunç bir uluma tüm ormanda kurtların ulumasıyla yayılır, bir anda her yere korku yayar. . Bu Türk’ün sesidir.

Dağa Çıkan Kurt – Kitap Açıklaması

“Uşak’a girerken düşündüm, Anadolu’da geçen yıllarımda yüz evden otuz eve eriyerek dağılan, ölen, erkeksiz ve kimsesiz köylerde Himmet çocuğun eşlerine rastlıyor, onlara memleketin hayat tarihinde birer ışık ve iz diye bakıyordum. Hayat diye, insanlık diye Anadolu’da ne kalmışsa gayretli kadınlarıyla bu küçük gündelik kahramanların insanüstü çalışmasından kalmıştı. Bunlardan bir tanesi kafamda ve kalbimde içimi kanatan bir çivi gibi saplanmış kalmıştır…”

Dağa Çıkan Kurt, Milli Mücadele’de sahne arkasında kalan kahramanların kitabı. Bir yandan işgal ordusuyla, bir yandan da açlıkla, hastalıkla savaşan Anadolu halkının ve Kuva-yı Milliye birliklerinin serüvenleri, bu hikâyelerde Halide Edib’in cephe gerisi tanıklığıyla sunuluyor. Kaleme aldığı her metinle yeniden tartışılan Halide Edib’in bütün eserleri, gözden geçirilmiş baskılarıyla Can Yayınları’nda.

(Tanıtım Bülteninden)

KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

774BeğenenlerBeğen
4,853TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
62AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular