İşkenceci – Alev Alatlı
Tür: | Roman |
Yazar: | Alev Alatlı |
Yayınevi: | Kapı Yayınları |
Yayınlanma Tarihi | 2024 |
ISBN: | 9786256661431 |
Karakterler
İşkenceci: Eser boyunca ismi verilmeyen baş karakterdir. Hayatının birçok evresinde maruz kaldığı baskı, sevgisizlik ve toplumsal/siyasal olaylar sonucunda “işkence eden” bir kişiliğe dönüşmüştür. Karakter, bireyin nasıl şekillendiğini göstermek adına sembolleştirilmiştir.
Abdurrahman Ağa: İşkenceci’nin babası. Erkek çocuğu olmasını büyük bir nimet olarak görür, geleneksel ve otoriter bir figürdür. Göç ve siyasi olaylar sebebiyle hayatı altüst olur.
Hanife Hatun: İşkenceci’nin annesi. Çocuğuna karşı ilgisiz, duygusal bağ kurmayan bir annedir. Bu ilgisizlik karakterin ruhsal gelişimini olumsuz etkiler.
Mefaret Sabır: İşkenceci’nin öğretmeni. Sert ve kuralcı bir eğitimci olarak betimlenir. Eğitim sisteminin birey üzerindeki olumsuz etkileri bu karakter üzerinden eleştirilir.
Askeri Personel ve Devlet Görevlileri: Eserde siyasi olaylar sırasında halkla karşı karşıya gelen, halkı baskılayan kesimi temsil ederler.
Kur’an Kursu Hocaları: Dini eğitimin yozlaşmış yönlerini simgeler. İşkenceci’nin burada da sistemin çarpıklıklarıyla karşılaştığı anlatılır.
Konusu
Alev Alatlı’nın İşkenceci adlı eseri, bir bireyin içinde yaşadığı toplum, aile yapısı, eğitim sistemi ve siyasi atmosferle nasıl şekillendiğini, travmalar ve çarpık sistemler aracılığıyla nasıl bir “işkenceci”ye dönüştüğünü konu alır. Karakterin bireysel hikayesi üzerinden toplumsal eleştiriler yapılır.
İşkenceci Özeti
Eserin başında Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Boa Yılanı ile Oğlak” adlı hikayesi ve bu hikayeye dair sorular yer alır. Romanın sonunda ise bu soruların cevabının aslında romanda saklı olduğu anlaşılır.
İşkenceci, ismi verilmeyen baş karakterdir. Abdurrahman Ağa’nın dört kızdan sonra doğan erkek çocuğudur. Erkek çocuk doğması ailede büyük sevinç yaratır ve kutlamalar yapılır. Ancak annesi Hanife Hatun, oğluyla duygusal bir bağ kurmaz. Bu sevgisizlik, karakterin ruhsal gelişiminde derin yaralar açar.
1960 yılında çıkan Toprak Yasası ve Mecburi İskân Kanunu sonucu aile tüm mal varlığını bırakıp İstanbul’a göç eder. Ancak şehir hayatına uyum sağlayamazlar. Toplumsal ve siyasi değişimler, bireylerin hayatlarını alt üst ederken, karakter de bu yeni düzende tutunmaya çalışır.
İşkenceci’nin eğitimi sırasında karşılaştığı sert öğretmeni Mefaret Sabır ve Kur’an kursundaki bozuk düzen, onun sağlıklı bir birey olma ihtimalini iyice azaltır. Eğitim sistemindeki katılık, bireysel farklılıkları yok sayan anlayış ve dini eğitimin yozlaşmış halleri eleştirilir.
Babası öldükten sonra tutuklanan İşkenceci, sorguda işkenceye uğrar. Yıllar sonra savcı olduğunda bu kez kendisi işkence yapan konumundadır. Bu dönüşüm, bireyin maruz kaldığı adaletsizliklerin, zamanla onun karakterine nasıl işlediğini gösterir.
Eserde isim verilmeyen karakterler, kullanılan metaforlar (örneğin Kaf Dağı) ve olayların absürt gibi görünen yönleriyle sistemin birey üzerindeki etkisi derinlemesine sorgulanır. Roman, kolay okunabilir bir metin olmamakla birlikte, satır aralarında güçlü mesajlar içerir.
Değerlendirme
Alev Alatlı’nın İşkenceci adlı eseri, birey-toplum-devlet üçgeninde şekillenen bir karakterin psikolojik ve sosyolojik dönüşümünü anlatır. Eser, güçlü metaforlar ve sembollerle sistem eleştirisi yapar ve güncelliğini yitirmeyen konulara değinir.
İşkenceci – Kitap Açıklaması
Alev Alatlı`nın ikinci romanı İşkenceci, ilk yayımlandığı günden bugüne gücünden bir şey kaybetmedi. Türkiye Yazarlar Birliği, 1987 Roman Ödülü’ne değer görülen roman, 12 Eylül 1980 İhtilali’nin siyasî, sosyal ve ekonomik sonuçlarının ortaya çıkardığı toplumsal dönüşümü, işkence eden ve edilen üzerinden hayal ve gerçeklik perdesinde tahlil ediyor.
İşkence eden ve edilen… Zaman zaman ve yer yer değişiyor. Devlet, din, mikro kültür ve aile olarak sıralanabilecek işkenceci türleri okuyucunun dikkatiyle ortaya çıkıyor.
Türlü türlü insan hallerini resimleyen bu metin; başarısızlığın içindeki başarıyı, acımasızlığın içindeki merhameti, umutsuzluğun içindeki büyük umudu harf harf işliyor. Alev Alatlı`dan çok okunmuş, çok tartışılmış ve bir o kadar da takdir edilmiş bir roman. İşkenceci…
“Türkiye’de işkence gören ile işkenceci arasındaki fark, Birinci Şube’de tutukluyu polis memurundan ayıran, kötü kontrplak kadar incedir. Mazlumla zalim her zaman yer değiştirebilirler. Çünkü bu ülkenin insanı “mezalim”e tepki göstermeyecek kadar zalim olabilir.”
(Tanıtım Bülteninden)
Çok başarılı bir özet çalışması tebrik ediyorum 🤗