Ana SayfaFelsefeSen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam

Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam

Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam – Aslı Perker

Tür:Felsefe
Yazar:Aslı Perker
Yayınlanma Tarihi:2020
Yayınevi:Destek Yayınları
Konusu

Kitapta Kinik felsefe ve Diyojen anlatılmaktadır. Diyojen’in her duruma getirdiği, toplum normlarının çoğunlukla dışında olan bakış açısı ve hayata dair hiçbir yük yük yüklenmediğimizde nasıl özgürleşebileceğimiz anlatılıyor.

Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam Özeti

İnsanoğlu kalabalıklar ve yığınlar içerisinde yaşadıkça doğanın, yer üstünün ve yer altının kendine hizmet ettiğini düşünür hale geldi. Bunu yaparken de doğanın bu yükü kaldırıp kaldıramayacağını hesap etmek bir kenara dursun, atık yığınları üretti. Bu şekilde özgürleşeceğimizi sanmamıza rağmen her şeye sahip olmak istediğimiz için sevmediğimiz işlere, insanlara, paraya bağımlı hale geldik. Diyojen bu bağımlılığı tamamıyla reddeder ve hiçbir şeyi olmayan bir insanın kaybedecek bir şeyi de olmadığını bu şekilde tamamen özgürleşebildiğini söyler.

Diyojen, Anadolu’nun kuzeyinde Sinop’ta, varlıklı kuyumcu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelir. Ancak bir anda hızlı bir şekilde yokluğa düşerler ve neredeyse yiyecek ekmek bulamayacak hale gelirler. Yaşadıkları bu durum aslında Diyojen’i daha sonrasında dönüşeceği kişiye hazırlar. Ona göre fakirlik, insanı felsefeye iter. Çünkü hiçbir şeye sahip olmayan insan nefsini köreltmeyi öğrenir. Onun da bulduğu yol   Kinik felsefedir. Bu felsefe temelinde doğaya uyumlu ve minimal bir yaşantı sürdürmek vardır. Ayrıca Kinik felsefede ne bedenen ne de ruhen boyun eğmek yoktur. Diyojen de bu felsefeyle uyumlu olarak karlarda yürüyüp zor ve kısıtlı şartlarda doğa içinde yaşamıştır. Ayrıca bu felsefede dilenmek normaldir. Örneğin Diyojen kendisine bir yemek verildiği zaman bunu kendisine yapılmış bir iyilik olarak değil, elde ettiği bir hak olarak görür. Bu hakkı elde etmek içinse dünyada var olması yeterlidir. Bu felsefede utanç yoktur. Şuanki normlara göre pek çok insanın aşağılayacağı tavırları o sokakta yaşarken gerçekleştirir. Ona göre aşağılanmak sadece onu aşağılayan kişiyi bağlar. Edilgen fiiller onun lügatinde yer almaz.

Kendine “Köpek” lakabını takmıştır ve gerçekten de bir köpek gibi yaşar ve insanlara hırlar. Başkaları tarafından beğenilmek ya da kimsenin gönlünü hoş tutmak gibi düşünceleri yoktur. Çünkü ona göre bunların hepsinde bir sahtelik ve riyakârlık vardır. Ona yeteneği sorulduğunda ise “Ben insanların özgürleştiricisiyim.” der. Her şeyi basitleştirerek, en yalın haliyle söyleyebilmeyi de bir sanat olarak görür. Bu noktada güzel konuşmasıyla övünen kişileri de eleştirir.

Diyojen, kaybedeceği bir şey olmadığını düşündüğü için son derece korkusuzdur. Bir gün Büyük İskender, Diyojen’in methini duyarak onun yanına gelir ve “Dile benden ne dilersen.” Der. Diyojen ise ondan güneşinin önünden çekilmesini söyler. Hatta hala günümüzde bile çok meşhur olan “Gölge etme başka ihsan istemem.” sözü Diyojen’e aittir. Büyük İskender ise “Eğer Büyük İskender olmasaydım, Diyojen olurdum.” Demiştir. Çünkü korkusuzluklarını eşit görmüştür.

Diyojen için bir şeyleri tersyüz etmek onun yaşam şeklidir. Hatta öldüğünde bile yüzüstü gömülmek istediğini, nasıl olsa her şeyin bir gün tersyüz olacağını söyler. O hemen her şeyde diğer insanlardan farklı bir bakış açısıyla bakar. Bir keresinde ona değerli bir şeyi olup olmadığı sorulduğunda “Var” der ancak üzerinde hiçbir şey bulunamaz. O ise göğsünü açararak vücudunu göstererek “İçinde birbirinden güzel şeyler olan bu vücudu taşıyorum ama senin gözlerin kapalı olduğundan göremiyorsun.” der.

Bu kadar sivri ve sert dilli olarak ve toplum tarafından deli olduğu düşünülen Diyojen’in nasıl bu kadar ünlü olduğu da ilginç bir meseledir. Ona göre insan, ünden nefret ederek ünlenmeyi becerebilir. Yaşadığı süre boyunca aşağılanmış ve alay edilmiş olmasına rağmen fikirleri günümüze kadar ulaşmıştır. Platon, Diyojen için “Sokrates’in delirmişi” ifadesini kullanır. Diyojen, Sokrates’ten birkaç nesil sonra yaşamış olmasına rağmen aslında temelde onun görüşlerini benimsemiştir ancak onun da görüşlerini eleştirmiştir. Çünkü Diyojen, gereksiz olan tüm eşyaları reddederek bir fıçı içerisinde yaşamıştır. Sokrates ise ufacık evine, kanepesine ve sandaletlerine özen gösterdiği için Diyojen’in gözünde lüks içinde yaşayan biridir. Eşyaları ve lüksü önemsemese de insanın en değerli varlıklarından birinin de iyi arkadaşlar olabileceğini söyler.

Diyojen ona aklını kaçırdığını söyleyenlere ise aklını kaçırmadığını, sadece onlardan farklı düşündüğünü söyler. O kendini hayatının akışına tamamen bırakmıştır. Hayatı boyunca elinde fenerle “adam” arayan Diyojen bir gün herkesin girmek istediği bir yerden çıkmak için uğraşır ve sebebi sorulduğunda bütün hayatı boyunca bunu yapmak istediğini, asıl bu soruyu soranların yanlış yönde olduğunu söyler.

Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam – Kitap Açıklaması

“Gölge etme başka ihsan istemem.”

MÖ 336-323 yılları arasında dünyaya hükmetmiş olan Büyük İskender’in Diyojen hakkında sarf ettiği unutulmaz sözü hatırlayın:

“Büyük İskender olmasaydım eğer, Diyojen olurdum…”

Çünkü Diyojen de en az Büyük İskender kadar hâkimidir dünyanın… Ne kimseden korkusu vardır ne de başının üzerinde kaybedecek bir damı.

Onu ölümle tehdit edenlere bile bir gün zaten öleceğini söyleyecek kadar da umursamaz bir bilgedir…

Peki insan nasıl öğrenir umursamamayı?

Diyojen, bu yolda bilinmesi lazım gelen her şeyi açık yüreklilikle anlatıyor…

Yayıma Hazırlayan: Aslı Perker

(Tanıtım Bülteninden)

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
Sinem Ezgi Akbulut
Sinem Ezgi Akbulut
Okur - Yazar - Çizer

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

788BeğenenlerBeğen
4,140TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
55AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular