Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigori Petrov
Tür: | Roman |
Yazar: | Grigori Petrov |
Yayınlanma Tarihi: | 1923 |
Yayınevi: | Koridor Yayıncılık |
Karakterler
- Yazar
- Snelman: Dönemin büyük bir bilim adamı, filozofu ve büyük bir siyasetçisidir.
- Askerler
- Köylüler
- Öğretmenler
- Devlet Adamları
- Rus Çarı
- Memurlar
- Subaylar
- Din Adamları
Konusu
Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitabının konusu; Finlandiya’nın modernleşme ve kalkınma mücadelesi oluşturmaktadır. Finlandiya sadece bataklıklardan ve kayalıklardan oluşuyorken, toplumun her kesiminden insanın bir araya gelmesi ve ülkeyi bataklık içerisinden kurtarma çabaları kitapta işlenmekte. Halk, ufak değişimler yaparak refah seviyelerini yükseltmeye çalışmakta ve eğitimi arttırmaktadır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde Özeti
Beyaz Zambaklar Ülkesinde; Yıllar önce Moskova tiyatrosunun duvarlarında büyük çatlaklar ortaya çıktığının farkına varılmıştır. Binanın yıkılması ve çevresinde bulunan her şeye zarar vermesi ihtimali ortaya çıkmıştır. Bu sebepten mühendisler çatlakların sebebini araştırmaktadır. En sonunda binanın zemininin sağlam olmadığı anlaşılır. Binanın zemini tahta kazıklar üzerine oturtulmuştur. Çatlakların daha büyük problemlere yol açmaması için mühendisler kapsamlı bira araştırma yapar ve en sonunda kazıkların yenini granit taşlar ile değiştirirler. Bu sayede devlet tiyatrosunda yıkıntı oluşması riski ortadan kalkar. Memlekette tıpkı bu tiyatro gibi sarsıntılara dayanıklı hale gelmesini isteyen halk daha adaletli yollara başvurmaktadır. Devlet yıkılmaya mahkum bir hale gelmiştir. İdareciler ise iyi ya da kötü ne olursa olsun kendisini devletin bir aynası olarak görmektedir.
Carlyle, kahramanların mı milleti yönettiği yoksa milletin mi kahramanları yönettiği sorusuna bir cevap aramaktadır. Napolyon ya da Sezar gibi kahramanların elinde milletin şekillendiği düşünmektedir. Ancak Lev Tolstoy bunun tam dersini iddia etmektedir. Carlyle’a göre millet ortada bir karhama olmadığında saman yığını gibidir. Tolstoy’a göre ise tarihi bireyler yönlendirmektedir. Kalabalıkların içindeki küçük adamlar kahramanları ve tarihi oluşturmaktadır.
Finler kendilerine bataklık arazi anlamına gelen Suomi demektedir. Ülke son derece yoksul bir hale gelmiştir. İsveç ve Rusya ülkeyi işgal etmiş, Finler ise Rusları tercih etmişlerdir. Bu baskı altında kültürlerini yaşatmaya çalışmaktadırlar. Snelman pazarlara seslenmektedir. Onlara Suomi’yi bir aile olarak görmelerini dile getirmekte ve bu gözle bakmalarını söylemektedir. En yoksul insanın dahi diğerleri ile kardeş olduğunu ve aynı yurdu paylaştığını dile getirir. Snelman’a göre bazı devlet adamları İsveçlidir. Görev saatlerinde keyif yapmakta, arkadaşları ile sohbet ettiği anları toplantı olarak adlandırmaktadır. Ona göre vatandaşlarda memuru beklememekte ve evelerine gitmektedir.
İsveç egemenliğinde en kötü memurların doğrudan Finlandiya’ya gönderildiği ve işlerin bu şekilde zorlaştırıldığı anlaşılır. Oysa memurlar halı eğitmeni ve kendilerini yetiştiren topluma çok daha ahlaklı bir şekilde davranmalıdır. Ancak durumlar tam tersi olarak görülmektedir. Bu sırada Fin ordusu millileşmektedir. İsveç hakimiyetinde askerlerin çoğu Fin iken, rütbeli olanlar değildi ve askerlere çom kötü davranırlardı. Tüm bunlar artık büyük bir değişime tabi olmuştur. Çocukların eğitiminde ailenin önemi vurgulanmaktadır. Anne ve babaları çocuklarına öğütledikleri şeyleri önce kendilerinin yapması önerilmektedir. Ailesi tarafından doğru eğitim verilmemiş çocuklar sürülmemiş tarlalara benzetilmektedir. Her çocukta eğitim alacak potansiyel vardır ancak bu doğru yollar ile elde edilmelidir. Üniversitelerde profesör olanların mutlaka halkın diğer kesimlerine de eğitim vermesi dile getirilir. Böylece büyük bir değişim başlar.
Kısa Bilgiler
- Yazarın çeşitli aralıklar ile gerçekleştirdiği Finlandiya seyahatlerinde aldığı notlardan oluşmuştur.
- Kitapta bir bataklık ülkesi iken, sömürü ve esaretten kurtulma çabaları olabilecek en detaylı şekilde işlemektedir.
- 1800’lü yıllarda halkın içinde bulunduğu olumsuz durumlar ve bu durumu değiştirme çabaları olağan üstü bir mücadelenin ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
- Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitabı toplamda 15 farklı bölümden oluşmaktadır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Kitap Açıklaması
Rus edebiyatının büyük yazarlarından Grigory Petrov tarafından kaleme alınan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, her sayfasında altı çizilecek önemli dersler veriyor. Dünya klasikleri arasında yer alan roman, uzun yıllar farklı ülkelerin egemenliğinde yaşamış bir toplumun kendi ayakları üzerinde kalkınmasını konu ediniyor. Hayatının önemli bir kısmını Finlandiya’da yaşamış olan Petrov; eserinde ülkenin ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma kadar birçok farklı alandaki gelişimini destansı bir anlatımla ele alıyor.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, medeniyete tuttuğu ışıkla her millet ve kültürden insanın okuması gereken eserler arasında yer alıyor. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de başucu kitaplarından olan eser, Türkiye’nin kurtuluş öyküsüne de ilham kaynağı oluyor. Atatürk’ün talimatıyla okulların müfredatına da dahil edilen kitap, vatan bilincinin oluşması ve toplumsal gelişim için önemli bir kılavuz niteliği taşıyor.
Finlandiya Halkının Azmine Hayran Olacaksınız!
Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserinde Petrov, 20’nci yüzyılın başında Finlandiya’nın Rusya’ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini tüm yönleriyle ele alıyor. Kitap; bataklık bir bölgenin, üzerinde beyaz zambakların açtığı güzel bir alana dönüştürülmesini hem gerçek hem de sembolik yönüyle anlatıyor.
Bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinden olan Finlandiya’nın sahip olduğu refah ve kültür düzeyi, halkının çalışkanlığı ve azmine dayanıyor. Fin halkının kurtuluşunu ve yükselişini sağlayan ortak bilincin oluşturulmasında ise Snellman büyük rol oynuyor. Romanda Finlandiya’nın gelişimi, 1806 ila 1881 yılları arasında yaşayan Finlandiyalı filozof ve devlet adamı Johan Vilhelm Snellman’ın ağzından anlatılıyor.
Ülkenin önce eğitim sisteminden başlayarak her alanında iyileşme sağlamak için çalışan Snellman, tüm ülkenin seferber olmasında öncülük ediyor. Aydınlardan devlet adamlarına, din adamlarından ordu mensuplarına, çiftçilerden halkın çeşitli tabakalarına kadar herkesin yer aldığı bir kalkınma hamlesi başlatıyor. O dönemki faaliyetlerinden dolayı “Halk Öğretmeni” unvanı alan Snellman, bugün dahi dünyanın en iyi eğitim sistemi olarak değerlendirilen Finlandiya Modeli’nin kurucusu konumunda yer alıyor.