Matematiğin Kaç Canı Var?

Matematiğin Kaç Canı Var – Merve Uygun

Konusu

Matematiği hiçbir zaman sevmeyen ve matematikten çok korkan Can’ın matematikle barışmasının hikâyesi konu ediniyor.

Kitap, fantastik kurgusuyla okurlarını zaman içinde pek çok yolculuğa çıkarıyor; Fibonacci sayıları, dokuz sayısının özellikleri, pi sayısı ve kafes çarpımı gibi matematiksel konular hakkında bilgi verir.

Matematiğin Kaç Canı Var Özeti

Can bir sabah ekmek almak için bakkala gider. Tam ekmeği alıp geri dönecekken annesinin bir şey daha istediğini hatırlıyor. Ama o şeyin ne olduğunu bulamıyor. Bu küçük sorununu bakkal amcayla paylaşır ve ardından bakkal amca duvardaki tuhaf bir tablonun önünde durur. Böylece Can, üzerinde sadece x olan tuhaf tabloyu fark eder. Kısa bir süre sonra bakkal amca tabloyu duvardan indirip Can’a getirir. Can, üzerinde haç olduğunu düşündüğü tabloya bir anda dokunur ama bakkal amca sayesinde onun x olduğunu öğrenir. Böylece geçmişten gelmiş gibi görünen bir çocuk ortaya çıkar ve Ömer Amca ile bakkal Can’ı geçmişe götürür. Ne olup bittiğini anlayamayan Can, bir anda kendini bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Adını İbrahim olduğunu öğrendiği çocuk sayesinde Büyük Selçuklu Devleti’nin başkenti İsfahan’da olduklarını çok geçmeden anlar. Bakkal Ömer Amca’nın aslında büyük alim Ömer Hayyam olduğunu ve mancınıklarla ilgili bir sorunu çözmek için oraya çağrıldığını da anlar. Bu zaman yolculuğu sırasında mancınıkların hedefine yakın durur ve büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalır. Neyse ki mancınığın tam olarak nereye nişan aldığını çaresizce hesaplamayı başarıyor ve devasa bir taşın altında ezilmekten kurtuluyor. Bu sayede Ömer Hayyam’dan pek çok iltifat alır. Oradaki işleri bitince kendi zamanlarına dönerler ve biraz zor da olsa Can, annesinin ekmek dışında ne istediğini hatırlar ve alacağı şeylerle eve döner.

Başka bir gün Can, babasıyla birlikte kedileri Ninja’nın aşısını yaptırmak için Fibo Veteriner Kliniğine gider. Babasının acil bir işi olduğundan bir süre klinikte babasını beklemek zorunda kalıyor. Bu sırada kliniğe bir posta güvercini gelir ve önce veteriner Fibo Naci Bey, ardından Can güvercinin ayağındaki notu alıp okur. Böylece Can’ın ikinci yolculuğu başlar ve kendisini Fibo Naci Bey’le birlikte Pisa’da bulur. Fibo Naci Bey’in Pisa’daki evinden balonla bir çiftliğe giderler. Tavşanların ele geçirdiği çiftlikte işler yolunda gitmez ve Can, tavşanların esiri olur. Çiftliğin lideri olan Tavşan Baba, Can’a bazı bilgiler vererek ne kadar süredir bu çiftlikte yaşadığını ve gelecek yıl çiftliğin kaç tavşana sahip olacağını öğrenirse onu serbest bırakacağını söyler. Can, uzun süredir aç kaldıkları için bulduklarını kemirmeye başlayan tavşan sürüsünden kaçmak için sorularına cevap bulmaya çalışıyor. Sonunda Fibonacci sayıları sayesinde ikinci sorunun cevabını buluyor ancak ilk soruyu nasıl çözeceğini bilmiyor. Bu sırada Can yakalanırken kaçmayı başaran Fibo Naci Bey ve balonu kullanan Cüce, Can’ı kurtarmak için balonla çiftliğe gelir. Fibo Naci Bey, Tavşan Baba’ya bolca yiyecek vererek çiftliği tahliye edip yavrularıyla birlikte ormana gitmeye ikna eder ve bulamadığı sorunun cevabını Can’a kolaylıkla söyler, böylece Can’ı kurtarır. Böylece güvenli bir şekilde kendi zamanlarına dönmeyi başarırlar.

Can, ikinci yolculuğundan bir süre sonra okuldaki son dersine giderken masasının üzerinde kâğıttan bir gemi bulur. Gemiyi açtığında kâğıdın üzerinde gizemli bir not olduğunu görür ve bu notun şifresini çözerek yeni bir maceraya atılır. Okulun zemin katında başlayan bu macerada pek çok zorluk yaşasa da sonunda amacına ulaşmayı başarır. Nereye varsa Pi isimli dev ve Pisagor ile karşılaşır. Pisagorlu Matrakçı, Nasuh’un keşfettiği kafes yöntemiyle çok basamaklı sayıları kolayca çarpmayı öğrenir ve beden eğitimi öğretmeni Nasuh Bey’e duyması gereken güvenle okula döner. Bu macera sırasında Can, kendisini takip eden meraklı arkadaşı Furkan’ın dev Pi’nin eline geçtiğini fark eder ancak olayların heyecanından Furkan’ı unutur. Sınıfa döndüğünde Furkan’ın hala geçmiş zamana takılıp kaldığını anlayınca çok üzülür ve hikâye böylece biter.

Matematiğin Kaç Canı Var- Kitap Açıklaması

Bekle! Maceraya atılmadan önce birkaç uyarı işine yarayacaktır! Yüce Pi’yle tanıştığında hazırlıklı ol. Saygıyla önünde eğil. Fibonacci’yle gazoz içebilirsin fakat Pisagor’a asla asitli içecek teklif etme. Yeni demlenmiş çay, onunla iyi anlaşmanı sağlar.

Matematik denince kaskatı kesilip buz dağına dönüşenlerden misin?

Bir kalıp buzken, öğretmenin tahtaya soru yazar yazmaz vücudundan son sürat akan ecel terleriyle eriyip bitiyor musun?

Fakat gaz hale geçip buharlaşamadığın için tahtadaki soruyu çözmeye muhakkak sen çıkıyorsun. O halde kahramanımız Can’la tanışmak için acele etmelisin. Eskiden olsa Can senle kafa kafaya verip matematikten uzun uzun dert yanabilirdi. Fakat bir gün karşısına Ömer Hayyam çıktı. İşler değişti. Zamanlar arası geçişler yaparak uzun bir yolculuğa çıkması gerekiyor. Matematik tarihine yapacağı bu gizemli yolculukta Can’a eşlik etmek ister misin? Fakat tehlikelerle dolu bir seyahat olacağını sakın aklından çıkarma.

(Tanıtım Bülteninden)

Sosyal Medyada Paylaş