Orlando

Orlando – Virginia Woolf

Tür:Roman
Yazar:Virginia Woolf
Yayınlanma Tarihi:2004
Yayınevi:İletişim Yayınları
Karakterler

Orlando: Kitabın ana karakteri olan Orlando, Virginia Woolf’un hem zamana hem de toplumsal cinsiyet rollerine meydan okuyan çok yönlü bir figürdür. Roman boyunca cinsiyet, kimlik, zaman ve mekân kavramlarını sorgulayan bir varoluş sergiler. Orlando’nun kişiliği ve özellikleri, hem erkek hem de kadın olarak yaşadığı yüzyıllara ve deneyimlere göre değişiklik gösterir. Duygularını ve dünyayı derinlemesine düşünen bir kişiliktir. Özellikle Sasha ile yaşadığı aşk, onun içsel dünyasını etkileyerek sanata ve yazmaya yönelmesine sebep olur. Yüzyıllar boyunca değişen sosyal, kültürel ve siyasi koşullara uyum sağlar. 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar yaşadığı için, farklı dönemlerin normlarına, zorluklarına ve yeniliklerine ayak uydurur. Bu yönüyle, hem esnek hem de dayanıklıdır. Orlando, zamanla birlikte değişen ama özünü koruyan bir kimlik sergiler.

Konusu

Roman, edebiyat dünyasında oldukça özgün ve çığır açıcı bir eserdir ve kitapta cinsiyet, kimlik ve zaman kavramları sorgulanır. “Orlando,” bir biyografi formunda yazılmıştır, ancak kurgusal öğelerle dolu ve fantastik unsurlar içerir. Ana karakter Orlando, 16. yüzyılda yaşayan genç bir asilzade olarak başlayan yaşamını, birkaç yüzyıl boyunca sürdürerek, hem erkek hem de kadın olarak deneyimler. Woolf, bu ilginç yolculuk aracılığıyla cinsiyet rolleri, toplum, sanat ve edebiyat gibi konuları derinlemesine ele alır.

Orlando Özeti

“Orlando,” 16. yüzyılda başlayıp 20. yüzyıla kadar uzanan, hem cinsiyetin hem de zamanın sınırlarını aşan bir karakterin hayatını anlatır. Roman, aristokrat bir genç olan Orlando’nun, yüzyıllar süren yaşamı boyunca, hem erkek hem de kadın olarak geçirdiği değişimlerini ve yaşadığı maceraları işler. Bu fantastik hikâye, toplumsal cinsiyet, kimlik ve zaman konularına derinlemesine bir bakış sunar.

Orlando’nun hikayesi, 16. yüzyılda, İngiliz aristokrasisinin bir parçası olan genç bir asilzade olarak başlar. Orlando, yakışıklı ve maceracı ruhlu bir delikanlıdır. Sanata, şiire ve edebiyata düşkün olan Orlando, doğanın ve hayatın güzellikleri karşısında hayal gücüne kapılır. Bu dönemde Kraliçe I. Elizabeth, Orlando’nun yakışıklılığından etkilenir ve ona bir mülk bağışlar. Orlando, kraliyet çevresinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir ve hayatı bu çevredeki lüks ve ihtişam içinde geçer. Ancak, zamanla Orlando, bu soylu hayatın yüzeyselliğinden ve monotonluğundan sıkılmaya başlar.

17. yüzyılda, Orlando’nun hayatında büyük değişiklikler başlar. Bir kış festivali sırasında, Orlando, Rus prensesi Sasha ile tanışır. Sasha, Orlando için yeni ve egzotik bir tutkunun sembolü olur. İkisi arasında tutkulu bir aşk doğar; ancak bu aşk, Sasha’nın ani bir şekilde ortadan kaybolmasıyla son bulur. Yaşadığı bu kalp kırıklığı, Orlando’nun hayata ve aşka bakışını derinden etkiler. Kederli bir şekilde inzivaya çekilen Orlando, kendini yazılarına ve şiirlerine verir. Sanatla ve edebiyatla meşgul olarak, ruhunu bu hayal kırıklığından uzaklaştırmaya çalışır.

Bu dönemde, Orlando’nun ilgisi daha geniş dünyaya ve diplomatik hayata kayar. İngiliz hükümeti tarafından Osmanlı İmparatorluğu’na büyükelçi olarak atanır. Orlando, Osmanlı topraklarında geçirdiği bu süre boyunca, Osmanlı sarayının görkemli ve egzotik dünyasını gözlemler. Ancak, bu egzotik dünyada beklenmedik bir olay gerçekleşir: Bir gün Orlando, derin bir uykuya dalar ve uyandığında kendini tamamen farklı bir bedende bulur. Orlando artık bir kadındır. Bu dönüşüm, herhangi bir açıklama ya da neden olmaksızın gerçekleşir ve Orlando bu durumu doğallıkla kabul eder.

Artık kadın olan Orlando, Osmanlı’daki büyükelçilik görevini bırakır ve İngiltere’ye geri döner. Kadın kimliğiyle yeni bir hayat kurmaya çalışan Orlando, bu süreçte toplumsal cinsiyetin getirdiği zorlukları deneyimler. Erkek olduğu dönemde sahip olduğu özgürlük ve ayrıcalıkların, kadın olduğunda kısıtlandığını fark eder. 18. yüzyıl İngiltere’sinin katı toplumsal kuralları ve kadınlara yönelik kısıtlamalar, Orlando’nun hayatını zorlaştırır. Orlando, artık hem cinsiyetin getirdiği toplumsal baskılarla hem de kendi kimliğini keşfetme süreciyle yüzleşir.

19. yüzyıla geçildiğinde, Orlando kendisini Viktorya dönemi İngiltere’sinin karmaşık sosyal yapısı içinde bulur. Bu dönem, Orlando’nun ruhsal ve entelektüel anlamda yeniden şekillendiği bir dönemdir. Artık kadın kimliğiyle sanat ve edebiyat çevrelerinde var olmanın, önceki hayatına göre ne kadar farklı olduğunu deneyimler. Kadınların toplumdaki yeri, yazın dünyasındaki statüsü ve toplumsal normlar, Orlando’nun kimlik arayışında yeni sorgulamalar getirir. Bu dönem boyunca, Orlando’nun şiire ve sanata olan tutkusu artarak devam eder. Ancak, kadının toplumda kendini ifade etmesinin ne denli zor olduğunu fark eder.

20. yüzyıla yaklaştığında, Orlando’nun hayatı hızla modern dünyaya uyum sağlamak zorunda kalır. Bu dönemde teknoloji, toplumsal değişimler ve hızla akan zaman, Orlando’nun deneyimlerini daha karmaşık hale getirir. Artık modern dünyanın dinamikleriyle başa çıkmak zorunda olan Orlando, geçmiş yüzyıllardan gelen tüm deneyimlerini bu çağın içine taşır. Orlando, bir kadın olarak kendi sesini bulur ve nihayet bir yazar olarak kendini ifade etmeye başlar. Orlando’nun bu yolculuğu, onun hem bir kadın hem de bir erkek olarak yaşadığı tecrübeleri, kimlik ve cinsiyet kavramlarının sınırlarını aşan bir varoluşu yansıtır.

Roman, Orlando’nun sahip olduğu çok katmanlı kimliğiyle, toplumsal normların ötesinde var olabilmesini anlatır. Woolf, Orlando’nun yaşamı aracılığıyla cinsiyet, kimlik, zaman ve toplum kavramlarını derinlemesine sorgular. Romanın sonunda, Orlando’nun hayatı ve kimliği, yüzyıllar süren bu olağanüstü yolculuk boyunca değişmiş, gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Orlando, kendi içinde hem eril hem de dişil özellikleri barındıran, zamanın sınırlarından bağımsız, özgün bir birey olarak karşımıza çıkar. Woolf, bu sonla okura, toplumsal cinsiyet rollerinin ve kimlik tanımlarının ne denli esnek ve akışkan olabileceğini gösterir.

Orlando – Kitap Açıklaması

Virginia Woolf’un romanları arasında Orlando, her türlü olabilirliği ve gerçekliği dışlayan, fantastik öğelerle bezenmiş konusu, coşkulu, abartılı, mizah yüklü anlatımıyla özgün bir yere sahiptir. İngiltere’nin en soylu ve nüfuzlu ailelerinden birinin tek mirasçısı olan olağanüstü güzel, duyarlı, şair ruhlu Orlando, serüven dolu yaşantısına Kraliçe I. Elizabeth’in gözdesi ve haznedarı olarak başlar. Arayışlar içinde geçen inişli çıkışlı dört yüz yıllık yaşamının orta yerinde büyük bir dönüşüme uğrar. İstanbul’da II. Charles’ın elçisi olarak bulunduğu sırada mucizevi bir biçimde kadın olur. Bir süre Bursa dolaylarında Çingeneler arasında doğayla iç içe yaşar. Yeni kimliğiyle İngiltere’ye döndüğünde 18. yy edebiyat çevrelerinin ünlü nüktedanları arasında can sıkıntısından patlar, 19 yy’ın kadınlara biçtiği rolün içinde boğulacak gibi olur. Ancak aykırı, enerjik, sorgulayan kişiliğinin yardımıyla tüm toplumsal değişimlerin ve kendi yaşamındaki büyük dönüşümün üstesinden gelmeyi başarır. Romanın sona erdiği 1928 yılında olanca boyun eğmez çağdaşlığıyla dimdik ayaktadır…

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
Sinem Ezgi Akbulut
Sinem Ezgi Akbulut
Okur - Yazar - Çizer

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

778BeğenenlerBeğen
4,931TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
59AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular