Pınar Kür Sözleri
Paydos saati diye bir şey kalmamıştı- hele hele son yıllarda. İşinde ilerlemek isteyen herkes gereğinden fazla çalışması, en azından öyle görünmesi gerektiğini biliyor, gözü saatte, beklediğini çaktırmıyordu.
Düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir.
İçimde en ufak bir sevgi kıpırtısı var mı diye yokluyorum kendimi. Yok, hayır. İlginç olan nefret bile duymuyorum derece hissizleşmişim ona, öylesine silmiş bende kendini.
Tüm bildiklerini ağaca anlattı kız. Ağaç delirdi. Yıllar var uğraşıyor güneşe tırmanacağım diye. Çevresini saran duvarları yeneceğini sanıyor. Deli bir ağaç bu…
Kızı en içten, en derin iç dökmelerindir bile ancak kendi kendine bağışlattığı şeyleri açıklar.
Aynı evde oturan insanların birbirlerini öldürmeleri o kadar kolay ki…
Geçmişinden gururu, geleceğinden umudu olmayan bir adam tek başına rakı masasında otururken hangi şarkıdan medet umar?
Korkmuyorum artık. Yani kızmıyorum. Yani kızıyorum ama o ilk günkü gibi delice değil. Akıllıca. Ne yapacağını bilenlerin sabırlı kızgınlığı var içimde.
Bazı şeyler öyle plansız oluyor, ya da bizim bilmediğimiz, ilerde irdelemeye çalışsak da çözemeyeceğimiz başka bir plana uygun olarak gelişiyor.
Bu adam, ortaokulda mazur görülebilecek bir tutkuyu nerdeyse hayat boyu sürdürerek kendi çapında üstün bir salaklık mertebesine ulaşmış, hepsi bu.
Ben hamalsam sen de mi hamalsın. Onlar aptalsa sen de mi aptalsın?
Sevmek, her şeyi feda etmek değil. Tam tersine. Feda etmemek! İnsan kendisi olmaktan vazgeçerek sevemez ki… Kendini feda ettiğin anda neyinle seveceksin?
Nasıl mı geçiyor ömrüm? Sensiz ama seni özleyerek…
Dudaktan öpmek değil de, yanaktan öpmek, sevmektir. Biliyor muydun bunu?
Bazı erkekler vardır, bilirsiniz, size en derin aşk sözcükleri söylerken bile gidicidirler… Kalıcılıkları yalnız üstünüzde bıraktıkları izlerdir…
Pınar Kür Alıntıları
Sadık Bey
Yanlış anlaşılmaktan daha doğrusu, doğru anlaşılıp aşağılanmaktan çekiniyordu.
Memleketin geldiği halleri düşünmek kendi geldiği halleri düşünmek kadar boğucuydu.
Bir Deli Ağaç
Her geçen gün biraz daha yaşlandığıma sevinerek ölümü bekliyorum, sabırla, gelişini çabuklaştırmak için de çaba göstermeden.
Kaç mart ayında, güneşe kanıp, soğuğu ayrımsamayıp tomurcuklarını erken açtığını ne kızgın acılarla izledim. Sonra, baharda çiçeklenmeyişi…
Asılacak Kadın
Parası çok olanın çocuğu da kıymetli oluyor nedense!
Kim öğretiyor bunlara böyle dünyanın sahibiymiş gibi konuşmayı?
Düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir.
Hep susuyorlar. Suçluluğu kesin olanlar. Ne yapsalar suçluluktan kurtulamayacaklarını bilenler.
Bize her şeyi yanlış öğrettiler belki; belki de yanlış anladık, eksik anladık. Başımıza gelen tüm akla sığmaz şeyler kaçınılmaz mıydı gerçekten?
Hayalet Hikayeleri
İnsan ne kadar kaçmak istese de… Hatta kaçtığının farkına bile varmasa da, gün geliyor, kaderinin çizdiği çizginin yoluna giriyor.
Yaşlanmak bir seçimdir,” diyor. “Gün gelir, bir köşeye tıkılmaya karar verirsin, belini de ona göre bükersin.
Yolun yarısında geri dönmenin imkânsızlığı ile hiçbir yere varamayabileceğin korkusunu aynı anda yaşıyorsun.
Bitmeyen Aşk
Yalnızca bir duygu olarak değil, duyu olarak da taşıyorum seni her gittiğim yere.
Belki de hiçbir baharın hepten sevinçsiz ve coşkusuz geçemeyeceği benim bilmediğim bir doğa kuralıdır.
Sen gerçekten var mısın? Yoksa kendi imgelemimde ürettiğim bir düş müsün?
Terk edilmişliğe anlam aramak, insanın belki olaydan çok sonra yapabileceği bir şeydir.
Pınar Kür’ün Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Pınar Kür’ün hayatı ve eserleri yer alır.