Osmancık – Tarık Buğra
Tür: | Roman |
Yazar: | Tarık Buğra |
Yayınlanma Tarihi: | 2000 |
Yayınevi: | Ötüken Neşriyat |
Karakterler
Osman Bey: Osmanlı Devleti’nin kurucusudur. Kendini, soyuna ve ülkesinin bekasına adamış bir liderdir. Dindar, cömert, ahlaklı, dünya malına kayıtsız, yoksul, ataya ve anaya son derce saygılı; vefalı; bir beydir.
Şeyh Edebali: Osmancık’ın kayınpederi ve Osman Bey’in murşidi ve yol göstericisi olan erdem sahibi bir Şeyhtir.
Malhun Hatun: Ede Balının kızı, Osman Bey’ in hanımıdır.
Orhan Bey: Osman Gazi’nin en büyük oğludur. Babası ve dedesi Edebalı’nın manevi mirasçısı olan Bursa fatihidir.
Nilüfer: Karacahisar Tekfuru’nun kızı Holofira’dır. Osman Gazi’nin Nilüferleri pek andırır dediği Orhan Bey’ in hanımı olunca ismi Nilüfer olan eşidir. Aşkı ve İslamı seçerek Müslüman olmuş ve Murat Hanı dünyaya getirmiştir.
Ertuğrul Bey: Osman Gazi Hanın babasıdır. Orta Asya’yı, Söğüte e taşıyan bir beydir.
Diğer karakterler: Cankız: (Osman Gazi’nin annesi), Dündar Bey (Osman Gazi’nin amcası), Mihail Kose (sonradan Müslüman olarak Abdullah olan bir Rumdur),Osman Gazi ve Ertuğrul Bey’ in silah ve gönül dostları; Sungur, Akça Koca, Gazi Rahman, Derviş Uruz, Şeyh Mahmud, Ak Temur.
Konusu
Osmancık romanı, dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun nasıl kurulduğunu, hangi bilinç ve iradeyle kurulduğunu anlatır.
Osmancık Özeti
Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Osmanlı beyliği gibi küçük beylikler ortaya çıkmıştır. Osmanlı Beyliği’nin kurucusu Osman Gazi Han ölüm döşeğindedir. Oğlu Orhan Bey’in vefatından sonra Bursa’ya defnedilmesini vasiyet eder. Bursa’nın fethi çok önemlidir. Osman Gazi Han’ın biriktirdiği anılar, aşk, deneyim ve çocukluk onun için uzak bir anı olarak kalır. Osman Gazi Han, Ertuğrul Gazi’nin oğludur. Roman bundan sonra geriye dönüş tekniği kullanılarak yazılmıştır. Osman Gazi Han’ın Osmancık romanındaki çocukluğu, küçük bir çocukken firari, gururlu, gücünü yerinde tutamayan bir çocuktu. Ertuğrul Gazi ona doğru yolu öğretmeye çalışsa da buna bir türlü doyamaz. Kardeşleri Savcı ve Gündüz yetenekli, başarılı ve saygın kişilerdir. Her şeyden önce Osmancık evliliklerini kıskanmaktadır. Başarılarını kıskanmaz, aksine kendi başarısı olarak böbürlenir. Bütün bunlara rağmen abilerinden farklı bir kişilik ister. Osmancık karşı çıkınca babası onu yalnız bırakmaya karar verir. Bir akşam büyük bir göçmen kervanı geçer. Bu göç basit bir göç değildir ama önemli Beyleri vardır. Osmancık, Temmuz ayında bir uçurumun yanında gece gökyüzünü izler. Bu sırada hayatını şekillendirecek biriyle tanışır. Bu önemli kişinin adı Ede Honey’dir. Ede Bal kervan boyundan başlar sohbete. Bu öyle bir kervandır ki, çocuk olan kızlar buluğ, genç kızlar anne olmuştur. Ede Balı’nın dünyayı büyüten insanın hırsları olduğunu söylemesi Osmancık’ın dikkatini dağıtır. Ede Honey ortadan kaybolmuş diye etrafına bakınır. Osmancık dalınca Ede Bal’ın sesi yine kulaklarına yerleşir. Bu ses babasının sesine benziyor. Osmancık’ın öfkesine yenik düştüğü Ede Bal’ın yüzüne vurmasıyla Osmancık her zamanki gibi sinirlenir. Ede Bal yine Osmancık’ta karşımıza çıkar. Babasının kılıcı Gündüz’e vereceğini söyler. Ardından Osmancık, kardeşiyle arasına girmemesini söyler. Babası Osmancık’ı yanına çağırır ve Ede Balı’nın söylediklerini vasiyet olarak kabul ettiğini söyler. Aya Nicola’nın haydutları kavga çıkarır. Bu kavgada Mihail Kosses ile tanışır.
Mihail’e yardım etmek için kavgaya karışır. Mihail, misafiri olduğunu söyler. Sonra Miha’i haydutlar yolu keser diye yanında gider. Mihail arifesinde çocuklarında, hasta Kosses ve kızlarla Zoe tanıştır. Sonra Mihail, Osmancık’ın eve davetlileri Yolları. Osman bu davetlileri ağırlar. Bu davetliler beraberinde olduğunu söyler. Abisi Gündüz onu çok önemsemesi konusunda uyarır. Ama şeklinde bu maddelere kulak asmamaktadır. Osmancık, Mihail’i sever. Ancak bu güzellikler onunkiyle bir ilişkidir. Mihail’in canını kurtarmak için çok yakın davranmaktadır. Mihail’in Zoe için gidiş gelmeyecekleri kesmemektedir. Zoe güzel bir genç kızdır. Zenginliğin, dişiliğin, kendin vücudunun halidir. Zoe’nin yarım yamalak Türkçe aksanını da özlemektedir. Mihail, yalnız başına yemek yememeleri. Kızın içinde ve içinde. Doğru olanı tek gelmemesidir. Bir zaman sonra Osmancık’a Ede Balı yine görünür. Babasının serveti gelir. Babası Ede Balı’nın terazisinin doğru tarttığının farkındadır. Osmancık’ın ilk defa bir duygu olan korku onu sarıp sarmalar. Dursun Fakı, bu kalp gözüyle algılıyor. Osmancık, dedesi Süleyman Şah’ın, Ertuğrul Gazi’nin seferlerini seferber eder. Kendi kendine sorgulamaya başlama. Ede Balı ve Durmuş Fakı derviştir. Bir gün Ede Balı’nın evine misafir olur. Burada Ede Balı’nın oğlu Hüsamettin Turgut ve Kumral Abdal adında bir derviş ile tanışır. Ede Balı’nın güzel kızı Malhun Hatun’u görür. Günler geçtikçe bu kıza âşık olur. Bu konuyu Ede Honey’e kadar getiriyor. Ede Bal da her şeyin gelenekle yapılacağını söylüyor. Ede Bal, kızını Osmancık’a verir. Mütevazı bir düğünde evlenirler. Babası artık yaşlıdır. Babasının yerine Osmancık Bey seçilir. Ede Bal, Osmancık’a öfkesine yenik düşmemesi ve uysal olması için öğüt verir. Babasını kıskanan amcası Dündar Beğ Osmancık’ı da kıskanır. Bu yüzden Osmancık’ın önüne taş koymaya çalışır ama başaramaz. Osman Beğ’in annesi Cankız’ın ölümünden sonra babası Ertuğrul Gazi de vefat eder. Tanrı, Orhan’ı Osman Bey’e hediye eder. Osman Bey, birçok beyliği rızaları ile koruma altına almaktadır. Canlarının ve namuslarının güvenliğini sağlar. Herkesin güvenini kazandı. Dündar Bey, Osman Bey’e rahat vermez. Osman Bey ise büyüklerini her zaman saygı ve nezaketle uyarır. Bir gün, savaş sırasında düşmanlara karşı savaşan savaşçıları yönlendirmeye çalışırken, Osman Beğ onu öldürmek zorunda kalır. İkinci oğlu Alaeddin doğar. Osman Beğ’in arkadaşı Mihail Müslüman olur. Adını Abdullah olarak değiştirir. Zaman su gibi uçar. Orhan büyümüş ve Holofira adında bir kızla evlenmiştir. Ede Bal ölür. Ardından Osman Beğ’in sevgili arkadaşı Mahdun Hatun da vefat etmiştir. Osman Beğ, Bursa’nın fethinin müjdesini alır almaz, Allah’ın rahmetine kavuşmak için gözlerini huzurla kapatır.
Osmancık – Kitap Açıklaması
“Osmanlı’nın sırrı nedir” sorusunun cevabını arayan yazarın Osmanlı kuruluş döneminin dinamiklerini ve felsefesini bugünkü dille inşa ettiği romandır. Duvarları süsleyen “Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde, katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoş görmek sana; aciz bize, yardım sana; geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adalet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana. Ey Osmancık bundan böyle, bölmek bize, bütünlemek sana; üşengenlik bize, gayret sana; uyuşukluk bize, rahat bize, uyarmak şevklendirmek, gayretlendirmek sana” gibi sözler bu kitabın eseridir.
(Tanıtım Bülteninden)
Oh adamım bu gerçekten çok harika bir konu gerçekten işime yaradı çok teşekkür ederim