Toros Canavarı – Aziz Nesin
Tür: | Hikayeler |
Yazar: | Aziz Nesin |
Yayınlanma Tarihi: | 2005 |
Yayınevi: | Nesin Yayınevi |
ISBN: | 9789759038045 |
Karakterler
Nuri Pakyürek: Ev sahibiyle sorun yaşayan sıradan bir kiracı, yanlış anlaşılmalar sonucu “Toros Canavarı” ilan edilir.
Ev Sahibi: Nuri’yi evinden çıkarmak için türlü entrikalara başvuran kurnaz bir adam.
Ercan: İşçi haklarını savunuyor gibi görünen ama aslında kendi çıkarlarını düşünen bir iş adamı.
Arabacı Rahmi: Kabadayılığıyla bilinen, güç gösterisini önemseyen ama karşısındaki kişiye söz geçiremeyen bir adam.
Hırsız: Telefon kulübelerinin kumbaralarını çalan ve bunu mantıklı bir bahane ile açıklamaya çalışan bir karakter.
Salih Küpoğlu: İflasın eşiğine gelen, ancak bir Amerikalı iş adamı sayesinde yeniden zengin olan bir iş insanı.
Orkestra Adam: Vücut sesleriyle müzik yapan, işinden kovulduktan sonra fabrikada motivasyon sağlayıcı olarak çalışan bir adam.
Durmuş Gümüş: Sürekli suç işleyen ve her fırsatta iftiraya uğradığını iddia eden bir Karadeniz kasaba sakini.
Yargıç Yunus: Kasabasına atanan, kanunlara bağlı ama bir noktada Durmuş’un yalanlarından bıkan bir yargıç.
Ahmet Çavuş: Bir hastanenin satın alma bölümüne ürün satmaya çalışan ancak yöresel şivesi nedeniyle yanlış anlaşılan bir adam.
Emine Hanım: Mahallede “hortlak” gördüğünü iddia ederek herkesi paniğe sürükleyen bir kadın.
Masanın Yeri Hikâyesindeki Kadın Çalışan: Müdürüyle basit bir masa yerleşimi yüzünden büyük bir kavgaya giren memur.
Hamamcı Mehmet Ağa: Yatılı okul öğrencileri tarafından sürekli kandırılan ancak sonunda gerçek yöneticiyi bile içeri almayan hamamcı.
Konusu
Aziz Nesin’in Toros Canavarı adlı kitabı, toplumsal adaletsizlikleri, bürokrasinin çarpıklıklarını ve insan doğasındaki ironik durumları mizahi bir dille ele alan 22 öyküden oluşmaktadır. Hikâyeler, bireylerin sistem içinde nasıl ezildiğini, güç dengelerinin nasıl keyfi olarak değiştiğini ve absürt olayların sıradan hayatlara nasıl yön verdiğini gözler önüne serer. Nesin, yalın ama etkili üslubuyla, toplumun ekonomik ve sosyal yapısını, küçük insanların büyük sistemler karşısındaki çaresizliğini ve bazen de toplumsal düzenin sahte kahramanlarını hicveder.
Toros Canavarı Özeti
Toros Canavarı
Nuri Pakyürek, ailesiyle birlikte bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Ev sahibi, onları evden çıkarmak ister ancak hukuki yollar sonuçsuz kalınca farklı bir plan yapar: Üst ve alt katlara yerleştirdiği kiracılar aracılığıyla Nuri ve ailesini bezdirerek taşınmaya zorlar. Ancak Nuri direnir. İşler dayanılmaz bir hâl alınca Nuri, polise gitmeye karar verir. Karakolda, bir polis onun yüzünü azılı katil “Toros Canavarı”nın fotoğrafına benzetir ve onu tutuklarlar. Ev sahibi ve diğer kiracılar korkuya kapılıp artık Nuri’nin ailesine rahatsızlık veremezler. Ancak gerçek Toros Canavarı yakalanınca Nuri serbest kalır. Bu süreç onu öylesine sarsar ki akli dengesini kaybeder.
Hepsi Hepsi İyi
Bir halk otobüsüne zengin, gözlüklü bir adam biner. Birkaç durak sonra ise yoksul, yamalı kıyafetli bir adam otobüse girer ve zengin adamı tanıyıp “Cafer Bey nasılsınız?” diye sorar. Cafer Bey isteksizce “İyiyim” der ama karşısındakinin nasıl olduğunu sormaz. Buna sinirlenen yoksul adam, yol boyunca Cafer Bey’e herkesin iyi olup olmadığını sorarak onu bunaltır. En sonunda adam, Cafer Bey’in ineceği sırada “Be adam, herkes herkes iyi!” diye bağırır.
Nasıl Yaparlar?
Bir iş yeri batma noktasına gelirken, Ercan adında bir iş adamı buraya ortak olur. İşçilere sürekli, “Eski patronlar size bunu nasıl yapar?” diye sorarak onların güvenini kazanır. Ancak işler yine kötüye gidince işten çıkarmalar başlar. İşçiler, Ercan’a gidip “Bizimle eski patronları eleştiriyordun, peki şimdi sen ne yapıyorsun?” diye sorarlar. Ercan, “İşe ilk başladığımda acemiydim, sorular sorarak işin ehli oldum.” diyerek işçileri şoka sokar.
Var mı Bana Yanbakan?
Galata’da Yandım Ali kahvesinde azılı kabadayıların toplandığı bir ortam vardır. Bir adam sürekli kahvenin önünden geçerken “Var mı lan bana yan bakan?” diye bağırır. Kimse cesaret edip karşılık vermez. Ancak Arabacı Rahmi, bu adamı takip etmeye başlar. Adam hamama girer, Rahmi de arkasından gider. Rahmi adamı sinirlendirmek için uğraşsa da adam her şeye sakin tepki verir. En sonunda Rahmi, “Hani sana yan bakan yoktu?” diye sorunca, adam “Beni dövebildin mi? Benim yumuşaklığımla kimse bana zarar veremez.” der.
Kumbara Hırsızı
İstanbul’da altı aydır telefon kulübelerinin kumbaraları çalınmaktadır. Polis, bir adamdan şüphelenir ve ceketinin altından bir kumbara çıkar. Adam, “Telefon hep paramın üstünü vermiyor, ben de çözümü kumbarayı almakta buldum.” der. Polis evine gittiğinde üç telefon ve birkaç kumbara daha bulur.
İş Adamı
Salih Küpoğlu isimli iş adamı iflasın eşiğine gelmiştir. Bir gün, Amerikalı bir iş adamının Türkiye’de yatırım yapacağı haberini okuyunca hemen bir mektup yazar. Amerikalı iş adamı Türkiye’ye gelir, ancak Salih Bey’in hiçbir iş yeri ona cazip gelmez. Ancak çürümüş ürünlerle dolu bir depo ilgisini çeker. Amerikalı, buradaki çürük ürünleri güzellik malzemesi yaparak büyük bir servet kazanır ve Salih’i de işin mümessili yapar. Salih Bey, yeniden zengin olur.
Orkestra Adam
Bir adam, vücudunun çeşitli uzuvlarıyla müzik aletlerinin seslerini çıkarabilmektedir. Ancak çalıştığı tiyatroda izleyiciler sürekli zurna sesi çıkarmasını isteyince patron onu kovar. Yolda bir iş adamıyla karşılaşır ve fabrikada işçilerin motivasyonunu artırmak için müzik yapması teklif edilir. O da kabul eder ve orkestra adam olarak fabrikada çalışmaya başlar.
Deftere Yazılanlar
Durmuş Gümüş, suç dosyası kabarık bir adamdır. Kasabaya yeni atanan yargıç Yunus, Durmuş’un sürekli suç işlediğini fark eder. Bir duruşmada Durmuş, “Herkes bana iftira atıyor, bunların hepsini deftere yazdım!” diyerek kendini savunur. Son tanık ise hiç kimsesi olmadığını, dolayısıyla deftere yazacak kimseyi bulamayacağını söyler. Durmuş’un bu bahanesi yargıcı iyice kızdırır ve onu hapse gönderir.
Değerlendirme
Aziz Nesin’in Toros Canavarı kitabındaki hikâyeler, bireylerin sistem içinde nasıl ezildiğini, toplumun saçmalıkları ve insanların absürt davranışları üzerinden bir eleştiri olarak kaleme alınmıştır. Bürokratik engeller, adaletin yanlış işleyişi, ekonomik sistemin adaletsizlikleri ve insan doğasının ironik yönleri mizahi bir üslupla anlatılmıştır. Okuyucuyu hem güldüren hem de düşündüren bu hikâyeler, toplumun her kesiminden insanın karşılaşabileceği olayları abartılı ama gerçekçi bir perspektifle sunmaktadır.
Toros Canavarı – Kitap Açıklaması
“Gülay,
– Neler söylüyorsun ağabey, dedi, babamın polisle ne işi olurmuş?
Mehpare Hanım,
– Şimdi yüreğime inecek, dedi. Öyle bir adam ne yapar da polis tutarmış?
Metin korkulu bir sesle, teker teker:
– Gazeteler aylardanberi bir Toros Canavarı’ndan söz ediyorlar ya…
– Eeee?..
– Evet?..
– İşte o Toros Canavarı babammış… Polis öyle söyledi. Yakalamışlar babamı. Babam Toros Canavarı’ymış…
Mehpare Hanımdan, “Ayy…” diye bir ses duyuldu. Kadın yere yığıldı. Ve bu sırada tavandaki delikten üçünün de üstüne bir kova su döküldü.”
(Tanıtım Bülteninden)