Malma İstasyonu

Malma İstasyonu – Alex Schulman

Karakterler

Harriet: Romanın merkezindeki karakterdir. Çocukluğunda anne ve babasının boşanmasıyla reddedilme duygusunu derinden yaşamış, yalnızlıkla büyümüş bir kadındır. Hayatı boyunca tercih edilmemiş olmanın izlerini taşır.

Harriet’in Babası: İyi kalpli, hayvanlara ve özellikle kartallara düşkün bir adamdır. Boşanma sonrası Harriet ile birlikte yaşamıştır. Fotoğrafçılıkla ilgilenir.

Harriet’in Annesi: Daha uyumlu bulduğu Amelia’yı tercih etmiş, Harriet’i babasına bırakmıştır. Mesafeli ve soğuk bir anne figürüdür.

Amelia: Harriet’in kardeşi. Ailenin tercih edilen çocuğudur. Harriet ile arasında çocuklukta travmatik bir olay yaşanır.

Oskar: Harriet’in eşi. Evlilikleri krizdedir. Geçmişle yüzleşmek için Harriet’le birlikte Malma İstasyonu’na yolculuk eder.

Yana: Harriet ve Oskar’ın kızıdır. Annesinin kayboluşunun ardından onun geçmişini anlamaya çalışan, suçluluk duygusu taşıyan bir çocuktur.

Konusu

Malma İstasyonu, üç farklı zamanda yapılan tren yolculukları üzerinden, birbirine bağlı üç kuşağın travmalarını ve aile içi yaraların nesiller boyu nasıl aktarıldığını anlatan bir romandır. Çocuklukta yaşanan reddedilme, yalnızlık ve sevgi eksikliğinin bireyin tüm hayatını nasıl şekillendirdiğini sorgular. Roman, geçmişle yüzleşme ve kaçınılmaz tekrarlar teması etrafında ilerler.

Malma İstasyonu  Özeti

Roman, Malma İstasyonu’na yapılan üç ayrı tren yolculuğunu anlatır. Bu yolculuklar farklı zamanlarda gerçekleşse de yolcuların hayatları birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. İlk yolculuk, çocuk Harriet ve babası tarafından yapılır. Anne ve babasının boşanmasının ardından Harriet, “zor bir çocuk” olarak görülmüş ve babasına bırakılmıştır. Annesi ve kardeşi Amelia başka bir hayata taşınmıştır. Harriet, babasıyla annesini görmek için çıktığı yolculukta kendini yabancı, istenmeyen ve yalnız hisseder. Göl kenarında Amelia ile yaşadığı trajik olay ise Harriet’in hayatında onulmaz bir yara açar.

İkinci yolculukta Harriet artık yetişkin bir kadındır. Oskar ile evlenmiş, Yana adında bir kızı olmuştur. Ancak evlilikleri büyük bir kriz içindedir. Harriet’in çocukluğunda babasıyla gömdüğü notları bulmak için Malma İstasyonu’na doğru yola çıkarlar. Bu yolculuk, Harriet’in geçmişindeki yaralarla yüzleşmesini yeniden tetikler.

Üçüncü yolculuk ise Yana’ya aittir. Babasının ölümünün ardından bulduğu fotoğraf albümü, onu annesinin çocukluğuna ve Malma İstasyonu’na götürür. Yana, annesinin kayboluşunu ve neden geri dönmediğini anlamaya çalışırken kendini suçlar. Fotoğrafların arkasında yazan “YANA – You are not alone” cümlesi, Harriet’in hayatı boyunca kendine fısıldadığı ve kızına bıraktığı bir umut mesajıdır.

Ancak Harriet, hayatı boyunca yaşadığı reddedilme ve yalnızlık duygusuyla baş edemez. Kızı tarafından bile tercih edilmediğine inanması, onun için son kırılma noktası olur. Her şeyin düğümlendiği yer olan Malma İstasyonu’nda, Harriet yaşamına son verir.

Malma İstasyonu, ailenin birey üzerindeki derin etkisini, yanlış başlayan ilişkilerin kuşaklar boyunca süren yaralarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyan; güçlü psikolojik derinliği ve ustaca kurgusuyla dikkat çeken bir romandır.

Malma İstasyonu – Kitap Açıklaması

Bir tren, enfes bir yaz manzarasında hızla ilerliyor. Yolcular arasında evliliklerinde kriz yaşayan bir çift, bekâr bir baba ve küçük kızı ile annesinin geride bıraktığı gizemin cevabını arayan bir kadın var. Hepsi Malma İstasyonu’na gidiyorlar ve ne onlar ne de okur kaderlerinin nasıl iç içe geçtiğini, nasıl görünmez ağlarla birbirlerine düğümlendiklerini biliyor. Esrarengiz Harriet, kontrol tutkunu Oskar ve arayış içindeki Yana –her biri, noktaları birleştirmeye çalışırken bir önceki zamanın izlerini taşıyor. Kuşaklar üzerinden yalnızlıklar, travmalar ve psikolojik bagajlarıyla tamir edilemez ilişkilerin dağıttığı bir ailenin hikâyesi Malma İstasyonu. Kendine özgü kurgusuyla zamanda hızla ilerleyen bir tren Malma İstasyonu; her bölümü bir sonrakine eklemlenen bir kompartıman. Alex Schulman, miras geçmişin izini sürerek ebeveyninin hatasını yüklenmek zorunda kalan çocukların hikâyesinin peşinde yine…

“Alex Schulman ikinci romanı Malma İstasyonu’nda yine çocukluğunun travmalarına dönüyor: Güvensiz babalar, yok anneler, yabancılaşmış çocuklar. Her şey iktidarsızlık, ulaşılamazlık ve kayıp soluyor. […] Schulman kendini yürek parçalayıcı bir şekilde, sürekli babasını gözlemleyen ve onun için her şeyi ‘daha iyi’ yapmak isteyen küçük, melankolik Harriet’ın yerine koyuyor.” –Parool

“Çok az erkek yazar kadınları, Schulman’ın erkekleri tasvir ettiği kadar iyi tasvir etmeyi başarabilir. Çok azı onun Malma İstasyonu’nda yaptığı gibi karmaşık bir ağ örebilir, ipleri doğru sırada ve doğru hızda çözerek okurun duygularını başından sonuna kadar dinamik tutabilir. Kalbim hızla çarpıyor, nefesim kesiliyor ve tüylerim diken diken oluyor. […] Bugüne kadar okuduğum en can yakıcı hikâyelerden biri.” –Dagbladet

(Tanıtım Bülteninden)