Kızıl Nehirler – Jean Christophe Grange
| Tür: | Polisiye, Roman |
| Yazar: | Jean Christophe Grange |
| Yayınlanma Tarihi: | 2002 |
| Yayınevi: | Doğan Kitap |
| ISBN: | 9789759914615 |
Karakterler
Pierre Niemans: Romanın başkahramanı ve Paris’ten gelen deneyimli cinayet polisidir. Sert mizaca sahip, içine kapanık, sezgileri güçlü ve kuralları esnetmekten çekinmeyen bir dedektiftir. Şiddetle ve ölümle uzun süredir iç içe olduğu için karanlık bir ruh hali taşır. Mesleki ahlakı ve adalet duygusu çok kuvvetlidir. Ayrıntılara takılır, olay yerlerini adeta okur. Dağlık arazi ve zorlu koşullar karşısında fiziksel olarak da dirençlidir. Roman boyunca soğukkanlılığı ile vahşetin ortasında ayakta kalan figürdür.
Karim Abdouf: Sarzac kasabasında görev yapan genç ve enerjik polistir. Niemans’ın tersine daha idealist, meraklı ve sabırsızdır. Fiziksel olarak çevik, risk almaya yatkındır; duygusal tepkileri daha açıktır. Mesleğin başında olmasına rağmen olayların peşini bırakmaz. Dosyalarla, fotoğraflarla ve geçmiş kayıtlarla çalışmayı sever.
Fanny Ferreira: Dağlarda yaşayan, üniversiteyle ve bölgeyle geçmişten bağı olan genç kadındır. Güçlü, dayanıklı ve bağımsız bir karakterdir. Dağcılık bilgisi ve bölgeyi çok iyi tanıması soruşturma açısından önemlidir. Sessiz, mesafeli ama içten içe travmatik bir geçmiş taşır. Romanın duygusal ve dramatik merkezlerinden biridir ve kimlik, geçmiş ve aidiyet temaları onun üzerinden derinleşir.
Remy Caillois: Guernon Üniversitesi ile bağlantılı ilk kurbandır. Akademik çevreye ait, dışarıdan saygın görünen bir figürdür. Ölümü, üniversitenin sözde kusursuzluk imajının ardındaki çürümeyi ortaya çıkarır. Sistemin sırlarını bilen ama bedelini hayatıyla ödeyen kişidir.
Judith Herault: Romanın merkezindeki gizemli figürlerden biridir. Resmi kayıtlara göre çocuk yaşta ölmüştür, ancak olaylar ilerledikçe bu bilginin doğru olmayabileceği anlaşılır. Judith romanda kimlik karmaşası, çocukluk travması ve intikam duygusuyla ilişkilendirilir. Sessizliği ve yokluğu bile roman boyunca etkisini sürdürür. Hikayenin psikolojik yükünü taşır.
Konusu
Romanın ana konusu, kapalı ve seçkinci bir akademik çevrede mükemmellik ve üstün insan saplantısının, insan hayatını hiçe sayan korkunç suçlara nasıl dönüştüğüdür. Roman, seri cinayetler üzerinden kimlik, soy, bilim ve etik arasındaki sınırların nasıl yok edildiğini sorgular. Yazar, sistemleşmiş kötülüğün bireysel şiddetten çok daha tehlikeli olabileceğine dikkat çeker.
Kızıl Nehirler Özeti
Kızıl Nehirler romanı, Fransız Alpleri’ndeki hayali üniversite kasabası Guernon’da, bir adamın (üniversitenin kütüphanecisi/akademik çevreden Remy Caillois) aşırı ritüel sayılabilecek biçimde işkence görmüş, çıplak ve vahşice mutilasyona uğramış cesedinin dağlık bölgede bulunmasıyla açılır; Paris’ten gelen deneyimli polis Pierre Niemans olayı devralır ve cesetteki ayrıntıların (özellikle gözlerle ilgili izler ve bedenin sergilenme biçimi) sıradan bir cinayetten çok, kasabanın üniversite-hastane ekosistemine gömülü bir sırra işaret ettiğini sezer.
Aynı günlerde birkaç yüz kilometre ötede Sarzac’ta genç bir polis (Karim Abdouf), bir çocuğa/ergenliğe dair bir mezarın gece “ziyaret edilmesi”, okul kayıtlarından sayfaların kopması, fotoğrafların çalınması gibi tuhaf vakaları kovalar; ilk bakışta alakasız duran bu ikinci hat, Niémans’ın Guernon’daki cinayetinde ortaya çıkan izlerle yavaş yavaş birleşir.
Niemans, kurbanın odasında/çalışma alanında bulduğu notlar ve üniversitenin geçmişine dair ipuçları üzerinden, kampüsün mükemmeliyet”takıntısının sadece akademik olmadığını, kapalı bir çevrede kuşaklar boyunca sürdürülen bir seçilim/üstün insan fikrine yaslandığını anlar; üniversite hastanesinin doğumlarla ilişkisi, öğrenciler-hocalar-yerel halk arasındaki görünmez bağlar, kasabanın sır gibi sakladığı soy ağacı gerilimi giderek belirginleşir.
Araştırma derinleştikçe Niemans ikinci bir kurbanın (Philippe Sertys) izine ulaşır ve olaylar daha da vahşileşir. Ellerin kesilmesi, gözlere dair “yer değiştirme/sahte göz” gibi ayrıntılar ve cinayetlerin sahnelenişi, katilin yalnızca öldürmediğini, mesaj bıraktığını düşündürür; Niemans bu aşamada dağları iyi bilen Fanny Ferreira adlı bir kadınla da temas eder ve soruşturma onu buzulların/yarıkların içine kadar sürükler.
İki polis hattı nihayet kesiştiğinde (Sarzac’taki mezar-kayıt hırsızlığı ile Guernon’daki kurbanların ortak geçmişleri) çocukluk kayıtları ve doğumlar kilit hale gelir. Kapalı çevredeki akrabalık/kan bağı sorununu saklamak ve kusursuz kuşak üretme takıntısını sürdürmek için yıllar önce doğan bebekler üzerinde yer değiştirme gibi korkunç bir düzen kurulduğu, bu yüzden bazı çocukların gerçek ailelerinden koparıldığı ve bunun intikamı/tasfiyesi için cinayetlerin işlendiği tablo netleşir. Judith’in kaydı/mezarı etrafındaki gariplikler, onun aslında “ölmemiş olabileceği” kuşkusunu doğurur ve Niemans, Sarzac hattındaki fotoğraf/izleri Fanny ile ilişkilendiren detayları fark ettikçe işin merkezine ikizler/kimlik karışması ihtimali yerleşir.
Son bölümde Niemans ve ortağı, üniversitenin saygınmış gibi görünen yüzünün arkasındaki bu dehşet verici mekanizmayı açığa çıkarırken, cinayetlerde kullanılan işkence düzenekleri ve kurbanlardan alınan parçaların saklandığı yerler ortaya çıkar ve gerçek failin kimliği ikiz-kimlik düğümüne bağlanır ve final, dağ koşullarında bir takip-hesaplaşmaya dönüşür: suçun izlerini silmek ve üniversiteyi/topluluğu kurtarmak saplantısı, patlayıcılar-çığ riski gibi unsurlarla birleşir; çıkan çatışma sırasında çığ tetiklenir, suçun asıl taşıyıcısı bu kaosta yok olur/ölürken Niemans ve ortağı son anda kurtulur; roman, ardında mükemmellik ideolojisinin insan hayatını nasıl bir laboratuvar malzemesine çevirdiğini ve kapalı bir düzenin suç üretme kapasitesini bırakarak biter.
Kızıl Nehirler – Kitap Açıklaması
Biz Efendileriz, Biz Köleleriz. Biz Her Yerdeyiz, Hem de Hiçbir Yerde. Biz Karar Verenleriz. Kızıl Nehirlerin Hakimiyiz. Kalbinize güvenmiyorsanız ya da ocakta yemeğini varsa, bu kitabı okumaya başlamayın. Grange’nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size hükmedecek… “Kızıl Nehirler” sadece Fransa’da 450 000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo. İnsanı hemen saran bir hikaye. Çok gerçekçi şiddet sahneleri. İki sıradışı insanın çevresinde gelişen olaylar: biri enerji dolu, tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak… “İnsanı daha ilk sayfalardan itibaren sarsan, altüst eden, yutan o kitaplardan biri. Sizi sürekli olarak gerilimin sınırlarında dolaştıracak; akkor haline gelmiş bir telin üzerinde yürüyormuş hissi verecek kusursuz bir thriller.” Le Monde “James Ellroy ve Thomas Harris etkisinde bir seri cinayet hikayesi.”
-Le Nouvel Observateur
(Tanıtım Bülteninden)


