Nahid Sırrı Örik Sözleri
Hayat gittikçe çetinleşiyor, erkekler gittikçe menfaatperest oluyor, babaları nüfuzlu ve mallı kızlar gittikçe daha fazla aranıyordu.
Ben hiçbir kadına kendimi bütün ömrümce vakfedecek kadar budala mıyım? Dünyada evlenmem!
Gözyaşları dindikten sonra kalbini bir çöl gibi boş ve kuru buldu.
Roma’da ikinci olmaktansa bir köyde birinci olmak tercihe layıktır.
Fakat ben kocaya varmayacağım… Ne buna, ne de daha iyisine, hiç kimseye varmayacağım!
Hem hayata başkalarının nasihatleri ile değil, kendi muhakemenle hareket etmelisin.
Herkes için her gün öyle kuyruklu yalanlar çıkarıyorlar ki insan neye ve kime inanacağına şaşırıp kalıyor!
Kuzguna bile yavrusu Anka görünür dendiği halde bu ne biçim bir ana idi ki kızının çirkinliğinden katiyen emin bulunuyor, bunu açıkça ilan ediyordu!
Ben sizin evladınız değil miyim? Benim boğazımı doyurmakla bana karşı her borcunuzu ödemiş mi oluyorsunuz?
Kendi güzelliğini bir saniye unutmayan ve kadına ihsan ettiği dakikaların fevkaladeliğini her an düşünüp hatırlatan bir erkeğe nasıl tahammül edilebilir, anlamaktan acizim.
Eğer yaşamak da bir çeşit oyunsa o kendisini romantik değil de gerçekçi bir piyes Trolü seçmiş bulunuyordu.
Hürriyet ve Meşrutiyet’ havası bu yalıya kadar girmiş, kızını kendisine karşı adeta ayaklandırıyor muydu?
Ruhen birbirlerinden fersahlarla uzak iki insanı her gecenin bütün saatlerinde sabaha kadar birbirlerine bağlayan bu tek yatak, çok kere ne korkunç bir zincirdi.
Eğer birbirimizden bu kadar çabuk ve kolay şüphe etmeğe başlıyorsak, akıbet çok karanlıktır: İlk darbe bizi yere serecektir!
Nahid Sırrı Örik Alıntıları
Kıskanmak
Sokaklarda kadınlara sataşma âdeti hamdolsun artık kalmadı!
Şu insan kısmı hiç olduğu gibi görünmüyor.
Çirkinlerin sevilmemeye ve güzeller için daima feda edilmeye mahkûm olduklarını Seniha pek küçük yaşındayken bilmiş anlamıştı.
Hayatta başkalarının nasihatleri ile değil, kendi muhakemenle hareket etmelisin!
Ve alabileceği intikamın lezzetini uzun uzun tahayyül ediyor ve bu lezzeti şimdiden ve hazzından ürpere ürpere tadıyordu.
Ölmek.. Öldürmek.. Ölmenin ıstırabı varsa bile bu ıstırap ancak bir lahza sürer, sonra ölü yokluğun büyük huzuruna erişirdi.
Sultan Hamid Düşerken
Kendisini saran bu aşk, kalbini hiç mi ısıtmıyor?
Gençlik nedir, sevda nedir, sevmek sevilmek nedir, bilmedin!
Sürgünler arasında iftiraya uğramışı, mağduru, mazlumu varsa, rezili, kötüsü de var. Bunların hepsi birer kahraman şeklinde gelince şehirde sükûn ve huzur mu kalır!
Heyecanı ve sevinci içinde şimdi her şey kendine o derece mümkün görünüyordu.
Olmamış şeylerin, gerçekleşmemiş ümit ve hayallerin acısı içini yakıyordu.
Ya siz ne yaptınız? Otuz üç yıllık padişahınıza karşı bu fena günde sadakatinizin bir delilini gösterdiniz mi?
Tersine Giden Yol
Bu ahlakta adamlar, babalık yükünü hayatlarının her derecesinde bir bahane bulup taşımamak isteyen adamlar, evlatlarını iyi yetiştirmeyen ve kendi kabahatlerini de ona yükleyen insanlar hiç değilse baba olmasalar! Baba olarak âdeta bir cinayet işliyorlar!
Kendisini sonsuz derecede âciz hissediyor ve belki bu aczini biraz da seviyordu. Bu acze o kadar alışmıştı, varlığı artık bu acizle yoğrulmuştu.
Cezmi için senelerin bir bakıma manası ve neticesi yoktu. Seneler onun hayatında hiçbir şey değiştirmiyor, hiçbir mesafe katlettirmiyor ve geçilmiş yollardan hep ilk çıkış noktasına dönülüyordu.
Eski Zaman Kadınları Arasında
Ne çare ki çocuklukta en ehemmiyetsiz sayılan şeylerin ihtiyarlığın eşiğinde insanın kendisi için büyük bir kıymet kazanacakları, hatta az çok tarih değeri alacakları hatıra gelmiyor.
Şu kadar ki o devirlerde koca, hayat arkadaşını ancak düğün günü görür.
Kız galiba birisine gönül vermiş ki böyle somurtkan kaldı. Nerede ise ağlayacak gibi bir hâli vardı!
Nahid Sırrı Örik’in Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Nahid Sırrı Örik’in hayatı ve eserleri yer alır.