Kemal Bilbaşar Sözleri
Geri dönüp bakmadım. Baksam, yoluma gidemezdim.
Bütün dertlerimiz dünyayı ciddiye almaktan geliyor.
Beni bir karanlığın istila etmekte olmasından korkuyorum.
Anlıyordum ki her zaman dışımız içimize bağlıydı.
Her kadının içinde bir iskelet gören adam aşka yükselebilir mi?
Ana, yavrum, diye çırpınır, oysa yavru, ilkin anasına yediğini kusturur, dünyanın hâli böyle.
Biz her gün biraz daha çıldıran ve karanlığa gömülen bir dünyada yaşıyorduk.
Yetimlerin, köylülerin kursağından kazanılan malı ya sel alırdı ya ateş…
Biz bir düş oyunu içindeydik. Kaba gerçeklerden uzak, yeni ve yalnız bizim olan bir dünyanın tayflar gibi hacimsiz ama renk gibi latif bir dünyanın kahramanlarıydık.
Düşünmek insana özgü, tanrısal bir yetenekti. Düşünürken tanrının cemali insanların yüzüne de yansırdı.
Belki mayamda bozukluk vardı. Belki de gerçekten hasta yaratılmış bir adamdım.
Oysa beni kanatlandırıp kendine çeken mutluluk değil, kara talihim imiş, bilmezmişim.
İnsan sevdiğinden ayrılanda, yüreğinden kök sökülür kurban. Seni çok arayacağım,” dedi.
Ne var ki kitaplarla düşüp kalkmazdan önce de bende utanç gibi, gurur gibi her zaman bir yerlere kaçmaya zorlayan bir yan bulunduğunu hatırlıyorum.
Ama ben içimdeki şeytanı ancak bir aynada taşlayabilmiştim. Bilmem böyle bir taşlamayla ondan kurtulabilecek miydim?
Ama rakısız kaldı mı deli divane olurdu. Çünkü dünya ayık gözle bakılacak dünya değildi.
Çünkü ölümün, ancak ölen için felaket sayıldığını kesinlikle anlamıştım.
İnsan sevdiğinden ayrılanda, yüreğinden kök sökülüyor kurban. Seni çok arayacağım.
Kaç insan mutlu bir telaş içinde bir özleyişe doğru koşmuş; kaç insan bir umutsuzluğun bunalımı, bir hayal kırıklığının utancıyla geri dönmüştü.
Kemal Bilbaşar Alıntıları
Cemo
Ah Zalim” dedim, “senin işin gücün tasma takıp zincire mi vurmak sevenlerini? Kara gözlerinin kemendi yetmez mi?
Hünerli kişi ne birine kul olur, ne birini kendine kul eder.
Kömür gözlere yandık bir kez. Uğruna dünya feda ola. Kapımda kul ol, desen olurum.
İnsan sevdiğinden ayrılanda, yüreğinden kök sökülür kurban.
Cesur bir kez ölür, korkak olan her saat ecel teri döker.
Altının uğursuz ışığı araya düşende, millet ile devlet birbirinden soğur.
Denizin Çağrısı
Ben her konuda Tanrı’nın yoksul yarattığı ve mutluluk hazlarından mahrum ettiği bir yaratık edim.
Sen kendi kendinden kaçmak isteğini hiç duyar mısın dostum?
Herkesin önünden kaçmak için can attığı bu kapıları, sen zorlayıp açmak cesaretini göster.
Görmüyor muydu, ben onun vücudundaki bir damardan daha yakındım kendisine.
Herkesin önünden kaçmak için can attığı bu kapıları, sen zorlayıp açmak cesaretini göster.
Hangi kasabada öğretmenlere Romalıların pedagoglarından fazla itibar gösteriliyordu? Hangi baba, kızını bir öğretmene vermenin telaşı içindeydi?
Anlıyordum ki, her zaman dışımız içimize bağlıydı. Bundan dolayı gökyüzünün maviliği bir sonsuzluk ülkesi olduğu gibi, gamlı ve karanlık bir hiçlik boşluğu da olabilirdi.
Kitapların karanlık dehlizlerinde, hayat cevherleri aradığım o han odalarında ne işim vardı?
Bu bilmediğim şehirde, canımın bir arabacı eliyle boşluğa gönderilmesinin benden başka biri için önemi olmayacağını, çünkü ölümün, ancak ölen için felaket sayıldığını kesinlikle anlamıştım.
Karanlığa ve geceye bir şeyler borçlu olmayan şair pek az bulunduğundan, bütün şairleri dünyanın en sevimsiz yaratıkları sayardım.
Bir köpek sesi işitemeyecek kadar dünyada yalnız olmanın ruha doldurduğu karanlık boşluğu bir kez daha tüm acılığıyla bu direğin altında duydum.
Cevizli Bahçe
Anılar tatlı da olsa, acı da olsa içimizde aynı sızıyı duyarız.
Ben deli miyim? Allah bilir. Herhalde pek de akıllı sayılmam.
Haram para bu, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün, çıkar insan elinden mutlaka…
Şefkate, teselliye muhtaç bir insanın kanayan yarasıyla ışıklı geceye baktı. “ Hayat… Seni kayıp mı ettim?” diye inledi.
Kâfirin iradesindeyken bari Müslümanlar birbirlerini tutsalar ya…
Düşkün çevrelere hor bakmakla memleket davası yürümez. Onları koparıp atmak değil, tedavi ederek kazanmak lazım.
Başka Olur Ağaların Düğünü
Menekşe ağlamaya başladı. Bu oğlanın yüreğinde bir tutamlık yeri yoktu. Seven insan engel mi düşünürdü?
Kemal Bilbaşar’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Kemal Bilbaşar’ın hayatı ve eserleri yer alır.