İvo Andriç Sözleri
Sohbet kendiliğinden başladı. En güzeli böyle başlayan sohbetlerdir.
Birlikte geçirilen bir felaket kadar insanları birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur.
İnsanlar namuslu bir adamın yaşamasına izin vermeyecek kadar kötü olduğu için hayatım mahvoldu.
Laf ağızdan çıkmıştı ve bir kez dolaşıma girdiğinde artık dönüş yoktu, kendi istikametinde büyüyecek ve değişecekti.
Unutmak her acıyı siler arkada bırakırdı, şarkı söylemek ise unutmak için en güzel çareydi, çünkü insan şarkı söylerken daima sevdiği şeyleri düşünür.
Yakınlık kurduğumuz kişilerle ilk temasımıza ilişkin ayrıntıları genellikle unuturuz; sanki onları hep tanıyormuşuz ve ezelden beri bizimle birliktelermiş gibi.
Biz sıradan insanlar, yalnız bir sefer ölürüz. Ama büyük adamlar iki sefer ölürler. Birinci sefer bu dünyayı bırakıp gittikleri, ikinci seferde bıraktıkları eserler yıkılıp kaybolduğu zaman.
Merhamet ölüler için bile küçük düşürücüyken halen yaşayan ve her şeyin farkında olan biri, insanların gözüne bakıp orada tek bir şey, acıma duygusu, görmeye nasıl katlanmıştı acaba?
Kimi insanların böyle sebepsiz ve mantıksız kimleri vardır ki başkalarının yaratıp icat edebileceği her şeye karşı cephe alır.
Çünkü herkesin mutlaka ağlayacak bir şeyi bulunur. Sonra başkasının acısına ağlamak da her zaman tatlıdır.
Aşk böyledir. Çoğu zaman gözden uzak, çirkin yerleri arar.
Hayatta, bu karanlıklardan, bu top seslerinden ve bu korkudan daha başka şeyler… Daha insanca ve neşeli şeyler de bulunduğunu görüyorlardı.
İnsan için ne yaşayabileceği ne de ölebileceği bir çağ gelince yakınma neye yarardı? Evet, ne yaşayabiliyor ne ölebilir, ancak toprağa çakılan bir direk gibi çürüyebilirdi.
Çünkü iktidar isyansız, entrikasız olamazdı, tıpkı zarar ve üzüntü vermeyen bir zenginliğin olamayışı gibi…
Gençlik en kötü duyguları bile sabırla karşılar ve onların arasında serbestçe hareket eder, yaşar.
Her dirhem iyiliğin yanında iki dirhem kötülük vardır. Nefret olmadan iyilik, kıskançlık olmadan büyüklük olmazdı.
Unutmak, her acıyı siler arkada bırakırdı. Şarkı söylemek ise, unutmak için en güzel çareydi. Çünkü insan şarkı söylerken daima sevdiği şeyleri düşünür.
Bugünkü kuşaklar daha çok hayatla değil de, hayat üzerine görüşleriyle meşguldü.
Sevgili bir sığınak gibi tanıdığı iri ela rengi gözlerini görür gibi oldu. Bu yaşın gölgelendirdiği içleri gülen nemli gözleri… Tıpkı kendisininkine benzeyen gözleri…
İvo Andriç Alıntıları
Drina Köprüsü
Birlikte geçirilen bir felaket kadar insanları birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur.
Gitgide insanlardan uzaklaşır, tek başına yaşamaya başlar.
Onları büyük bir sükûnetle dinlerdi. Çünkü onlar, onun gözünde henüz sükûnet bulmamış ölülerdi.
Hayat anlaşılmaz bir mucizedir boyuna harcanır, erir, buna rağmen yine dayanır, sürüp gider. Tıpkı Drina’nın üstündeki köprü gibi…
İnsanoğlu bütün ömrü boyunca üzülür durur ve hiçbir zaman, ne ona gerekli olanı ne de istediğini elde etmeyi başarır.
Hayatta hiç çalışmamış, bir iş görmemiş olanların sabrı pek çabuk tükenir. Ve her işi kolayca eleştirerek hataya düşerler.
Birlikte geçirilen bir felaket kadar insanları birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur.
Halk, her şeyi kendi mantığına ya da ona verdiği anlama göre adlandırır.
Çünkü insanlar, ihtiyaçlarına ve geleneklerine cevap vermese bile temizlikten hoşlanırlar. Ama tabiî bu işi kendileri görmemek şartıyla.
Lanetli Avlu
Bir devleti ve yönetimi tanımak ve istikbalinin ne olduğunu bilmek istersen o ülkede kaç tane namuslu, masum insanın hapiste olduğuna ve kaç suçlu ve kötünün serbest dolaştığına bakman yeterli.
Ve bir hikâyenin bittiği yerde öbürü başlardı. Son diye bir şey yoktu.
Görmeyi umduğumuz kişiler onları düşündüğümüz ve en çok beklediğimiz zamanlarda değil, aklımızdan hiç geçmedikleri anlarda ortaya çıkarlar.
İyileşemiyorum iyi kalpli rahip, dedi, çünkü hasta değilim, ben ne isem oyum ve insan kendi olmaktan kurtulamaz.
İvo Andriç’in Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda İvo Andriç’in hayatı ve eserleri yer alır.