Stefan Zweig Sözleri
Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi.
Bu hemen hemen bütün devrimlerin sırrı ve liderlerinin trajik yazgısıdır: Hiçbiri kan sevmez ancak kan dökmek zorunda kalırlar.
Elimde olmadan duraklayıp uyuyan kızı fırsattan yararlanarak, bir tablo gibi izledim. Aslında onu, o güne dek iyice görememiştim. Çünkü bütün alıngan insanlar gibi, o da uzun uzadıya incelensin istemiyordu.
Işığı ve karanlığı, savaş ve barışı, yükselme ve çöküşü deneyimlemiş kişidir gerçekten yaşamı tecrübe etmiş olan.
Hayat bizim kurduğumuz, tasarladığımız bir oyun değildir; orada sahne alan kim olursa olsun, ona ne kadar yakın olursak olalım her şey bizim istediğimiz gibi gelişmeyebilir. Hayata dair her kurgumuz, her gelecek planımız başka başka hayatların, başka ruhların, kişiliklerin beklentileri ve hayatlarıyla ölçülür, orada her beklenti hayal kırıklıklarına gebedir; beklentilerini birer inanca dönüştüren yürekler içinse hayattan derin bir çöküş beklemektedir. Bu inancın söndüğü yerde yeni bir hayata açılacak bir kapı yoktur.
Sabırsızlık korkudur.
Stefan Zweig Alıntıları
Satranç
Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
Satranç aşk gibidir. Tek başına daha az eğlencelidir.
Kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. Siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa, bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben’in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. Bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu.
Tehlikeli Merhamet
Bilinç onun farkına vardığı ana kadar hiçbir suç unutulmaz.
Eğer kendini satacaksan en azından iyi bir ücret almalıydın.
Bir kişi kendisinden başka her şeyden kaçabilir.
Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur.
Ortalama yetenekteki kişiler için yüksek makamlar tehlikelidir; kendilerini aşmak zorunda kalırlarsa kişilikleri bozulur.
Tutku olmaksızın çalışan kişi bir bilgiçlik taşlayandan fazlası olamayacaktır.
İtiraf
Tutku olmaksızın çalışan kişi bir bilgiçlik taşlayandan fazlası olamayacaktır.
Yaşam olağanüstü şeyleri sever fakat mucizeye gelince cimrilik eder.
Yıldızın Parladığı Anlar
İlahların insanoğluna iz bırakan işler başarma şansını bir defadan fazla verdikleri çok az görülmüştür.
Uyruk olmaktan bir türlü kurtulamayan insanlar verilen buyruklara hep boyun eğerler, yazgının çağrısına kulak asmazlar.
O büyük an korkakları horlayarak geri iter ve yeryüzünün bir başka tanrıları olan yüreklileri ise, ateşli kolları arasına alıp gökyüzüne, yiğitlerin yanına götürür.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.
‘Sana, beni asla tanımamış olan sana…’
… Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.
Ve sanırım beni ölüm döşeğimden çağırsan, birden ayağa kalkıp sana gelecek gücü bulurdum.
Her şeyi öyle doğal, öyle büyük bir heyecanla anlatıyordu ki yaptıkları bir rezaletten çok geçirdiği bir nöbetin, bir hastalığın hikayesi gibiydi.
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Olağanüstü Bir Gece
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Stefan Zweig’in Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Stefan Zweig’in Hayatı ve Eserleri yer alır.