John Boyne Sözleri
Olduğundan fazla acı verdiğini düşünerek daha da kötüleşmesine neden olma.
Bir ev; bir sokak, bir şehir ya da tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir.
Ama sanırım nereye gidersem gideyim birilerini özlerim.
Bazı insanlar bizim adımıza bütün kararları veriyor.
Sanki bir daha asla neşeli olmayacakmış gibi görünen insanlar var.
Ama sadece kimsenin konuşmadığında oluşan normal bir sessizlik değildi. Çok gürültülü bir sessizlik gibiydi.
Bana sorarsan hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su alıyor.
Düşünme lüksüne sahip değiliz. (…) Bazı insanlar bizim için bütün kararları veriyorlar.
Gözlerini kapattığında etrafındaki her şey boş ve soğuk geldi, sanki dünyanın en ıssız yerindeydi. Hiçliğin ortasında…
Bir adamın geceleri gökyüzüne bakınası onu astronom yapmaz, biliyorsun.
Bakıyor ama hiçbir şey görmüyor gibiydi. Sanki vücudu ayakta uyuyordu da sadece gözleri açıktı.
Sundurmalarının altında sallanan sandalyelerinde oturan büyükler yoktu! Ve çocuklar gruplar halinde oyun oynamıyorlardı!
John Boyne Alıntıları
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çünkü kalbinin derinliğinde, emrinizde çalışsalar bile kimseye saygısızlık yapmaya gerek olmadığını biliyordu. Ne de olsa görgü kuralları denen bir şey vardı.
Çocuklar için geçerli olan kuralların, kuralları koyan onlar olduğu halde, büyüklere uygulanmadığı gerçeği onu fena sinirlendirmişti.
Bir ev; bir sokak, bir şehir ya da tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir.
Tam olarak fark neydi? Hangi insanların çizgili hangilerinin üniforma giyeceğine kim karar vermişti.
Kendini nasıl hissetmesi gerektiğini bilemiyordu. Savaş böyle bir şeydi demek. Her şeyi karman çorman yapıyordu.
Ama sorun değil; çünkü ben de onlardan nefret ediyorum. Onlardan nefret ediyorum!” diye sert bir biçimde tekrarladı.
Düşünme lüksüne sahip değiliz. Bazı insanlar bizim adımıza bütün kararları veriyor…
Tartışma açıkça onun aleyhine geliştiğinden ille de haklı olduğunu iddia edecek kadar aptal değildi.
Bruno, sadece Berlin’deki okullarda değil, dünyanın her yerinde kabadayılar olduğunu düşündü.
Tam olarak fark neydi? Kendi kendine düşündü: Hangi insanların çizgili pijama, hangilerinin üniforma giyeceğine kim karar vermişti?
O şeylerin sana faydası yok,” diye ısrar etti öğretmen. “Bu çağda, bu zamanda sosyal bilimleri iyi anlamak çok daha önemli.
Yakışıklı mı dedin? Seni aptal kız! Sence dünyada tek önemli olan şey bu mu? Yakışıklı görünmek mi?
Geçen gün sokakta bir kedinin yanına gidip onu akşamüstü çayına davet etti.
Fury’nin yemeğe gelmesini asla kabul etmemeliydik. Ama bazı insanlar ve onların yükselme hırsları.
Yakışıklı mı dedin? Seni aptal kız! Sence dünyada tek önemli olan şey bu mu? Yakışıklı görünmek mi?
Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk
Her neyse, şunu bilmelisin ki, senin normal bulduğun şeylerin bir başkasının normal bulduğu şeylerle aynı olması, sende anormal bir durum olduğu anlamına gelmez.
Hayatındaki her şey değişecek ve sen de herkes gibi biri hâline geleceksin.
Olduğun Yerde Kal
…Dokuz yaşındaki oğlanlar genelde bir noktada on yaşına basarlar. Esas sorun, bir türlü yirmisine basmayı beceremeyen on dokuz yaşındakiler.
John Boyne’nin Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda John Boyne’nin hayatı ve eserleri yer alır.