Gelin Kayaları Efsanesi
Gelin Kayaları, Anadolu’nun farklı bölgelerinde benzer anlatımlarla bilinen hüzünlü bir efsaneye sahiptir. Genellikle, imkânsız bir aşk, zorla evlendirilmek istenen bir genç kız ya da bir lanet etrafında şekillenir. En yaygın anlatımlardan biri şöyledir:
Efsanenin Anlatımı:
Bir zamanlar, zengin bir bey kızını sevmediği biriyle zorla evlendirmeye karar verir. Ancak genç kız, fakir ama yiğit bir çobana âşıktır. Her ne kadar yalvarıp yakarsa da ailesi onu dinlemez ve düğün günü yaklaşır.
Düğün alayı gelini ata bindirip yola çıkar. Gelin, sevdiceğinden koparıldığı her an daha da kahrolur. Son bir umutla ellerini gökyüzüne açar ve Tanrı’ya şöyle yakarır:
“Ya beni sevdiğime kavuştur, ya da beni taş eyle!”
Tam o anda, büyük bir gürültü kopar. Düğün alayı ilerlerken birdenbire olduğu yerde taş kesilir. Atından inemeyen gelin, atıyla birlikte kaya olur. Onu takip eden alayda bulunan herkes de aynı kaderi paylaşır.
O günden sonra, halk bu taşlaşmış figürlere “Gelin Kayaları” adını verir. Bazı anlatımlara göre, belli zamanlarda kayanın etrafında sis oluşur ve hafif bir ağıt sesi duyulur. Bölge halkı, bu kayaların hala gelinin yasını tuttuğuna inanır ve zorla evlendirmelere karşı bir uyarı olarak bu efsaneyi anlatmaya devam eder.
Bu efsane, aşkın kutsallığını, zorla dayatılan evliliklerin trajik sonuçlarını ve doğanın insan duygularına nasıl cevap verdiğine dair inançları yansıtan etkileyici bir halk anlatısıdır.